30 Aralık 2016 Cuma

Ayvetsan

 Ayvetsan , sayısı hızla artan ve Avrupa Birliği hayvan nakliye kriterlerine uygunluk belgesi olan , yüksek teknoloji donanımlı ve yüksek hayvan taşıma kapasiteli nakliye araçlarıyla , yol firesi ve yaralanma kayıplarını ortadan kadıran , düşük maliyetli ve konforlu hayvan taşımacılığı hizmeti vermektedir.

     Hayvanların nakliye koşulları gün geçtikçe daha çok önem kazanmaktadır .Günümüzde Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde çiftlik hayvanlarının taşınması ile ilgili kanunlar , yaptırımlar ve bazı düzenlemeler yürürlüğe girmiştir.

Bu düzenlemelerde;

 Hayvanların mola verilerek veya molasız en fazla seyahat edebilecekleri süre
 Taşıma kabininde hayvan başına düşen alan
 Kabinin havalandırılması
 İndirme ve bindirme ekipmanları
 Sulama donanımları
 gibi hususlarda uyulacak kurallar etraflıca açıklanmıştır.

   

     Avrupa Birliği’nde hayvan yaşam standardının kalitesini ifade eden hayvan refahı bilinci ortaya çıkmıştır ve hızla tüm dünyada kabul görmektedir .Hayvanların refahına yönelik önemli bir görev alanı da hayvan taşımaları ,hayvan refahı ,hayvan–insan sağlığı ,ve hayvancılık ekonomisi bakımından oldukça önemlidir .Uygun şartlarda yapılmayan sevkiyatlar hayvanlarda yaralanmalara ,sakatlanmalara ,hastalıklara ve hatta ölümlere neden olmaktadır.

     Hayvanların en fazla seyahat edebilecekleri süre ,taşıma kabininde hayvan başına düşen alan ,kabinin havalandırılması ,sıcaklık, nem ve ışık değerleri ,indirme bindirme ekipmanları ,sulama donanımları tüm bu düzenlemelere tabidir.

     Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın “Hayvanların Nakilleri Sırasında Refahı ve Korunması Yönetmeliği” ne uygun 2 ve 3 katlı araçlarımız ,hidrolik sistemleri ile yükleme ve indirme sırasında oluşabilecek yaralanmalara izin vermemektedir.

►HAYVANLARIN NAKİLLERİ SIRASINDA REFAHI VE KORUNMASI YÖNETMELİĞİ



Canlı Hayvan Taşımacılığı ile ilgili bilinmesi gerekenler:

Hayvan Refahı Kavramı
Canlı Hayvan Taşımacılığına Uygun Araçlar
Canlı Hayvanların Sevkiyat Öncesi Bakım ve Kontrol İşlemleri
Canlı hayvanların taşıma süreçleri
Hayvan Taşımalarında Araç Kuralları
Karayolu ve Denizyolu Hayvan Taşımacılığı İçin Uygun Koşullar
Yasal Mevzuatlar
   Şirketimiz 2006 Yılında Samsunda kuruldu. 2008 Yılında Ankara'da benzer nitelikli bir şirkete daha ortak oldu. 2011 yıl başında, şirket merkezi Ankara'ya taşındı.
Şirketimiz bu süre zarfında önemli iş ve projelere imza attı. Ülke çapında tanınan ve bilinen bi şirket konumundadır.
ŞİRKET FAALİYETLERİ: A- TARIMSAL MÜHENDİSLİK HİZMETLERİ;
1- Her türlü Hayvancılık İşletmelerinin planlanması, projelendirilmesi, anahtar teslimi yapılması, yapımlarının organize edilmesi, kredi/finansman ve yatırım programlarının yapılması, yönlendirilmesi, yönetilmesi,
1.a) Büyükbaş ve Küçük Baş Süt ve Damızlık Hayvancılık Projeleri,
1.b) Büyükbaş ve Küçükbaş Besi Hayvancılığı Projeleri,
1.c) Yumurta ve Et Tavukçuluğu Projeleri,
1.d) Su Ürünleri ve Kültür Balıkçılığı Projeleri,
1.e) Tarımsal Kalkınma Kooperatiflerinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığına sunacağı Özel veya Toplu Yapım Projeleri,
2- Tarım ve Köyişleri Bakanlığı TEDGEM’ce uygulanan Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destekleme Programı ( KKYDP ) Hibe Projeleri,
3- Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarım ve Kırsal Kalkınma Kurumuna sunulacak olan, Hibeli IPARD Projeleri,
4- DPT Koordinatörlüğündeki Valilik Kalkınma Ajanslarının Hibe Projeleri,
5- Yatırım Teşvik Belgesine esas büyük içerikli Teşvikli Yatırım Projeleri,
6- Diğer Hayvansal Projeler ( Arıcılık vb gibi. )
7- Her türlü Bitkisel Orijinli Ürünlerin Projelendirilmesi, Planlanması, anahtar teslimi yapılması, yapımlarının organize edilmesi, kredi/finansman ve yatırım programlarının yapılması, yönlendirilmesi, yönetilmesi,
7.a) Bağ Plantasyonları ( Bağ kurulması),
7.b) Bahçe Plantasyonları ( Bahçe kurulması),
7.c) Seracılık, Örtü Altı Tarım, İyi Tarım Uygulamaları ( İTU ), Organik Tarım Projeleri,
8- Tarım ve Gıda Sanayi Projeleri ( Her türlü Tarıma dayalı sanayi işletmelerinin modernizasyonu, kapasite artırımı vb. işlerinin projelendirilmesi )
9- Hayvansal Atık ve Dışkıların “ Organik / Organoleptik / Hayvansal Sanayi Gübresi” ne dönüştürülmesi Projeleri,
B- DANIŞMANLIK HİZMETLERİ;
Şirketimiz;
1- Kredi, Finansman, Yatırım Programı, İşletme Yönetimi, İşletme ve Şirket Analizi, İnsan Kaynakları temin ve yönetimi konularında, Danışmanlık hizmetleri vermektedir. Genel eğilimimiz, kendi plan ve projelerimizi A’dan Z’ye yönetmektir. Bu anlayış çerçevesinde, şirketimizce projelendirilen işletmelere, işletmelerin genel yönetim döngüsü oturuncaya kadar, proje sahip çıkmakta ve yatırımcımızı profesyonel kurallara yalnız bırakmamaktayız.
2- Tarımsal Sigorta Danışmanlığı ( Bu kapsamda işletmelere / Bitkisel Ürün ve Hayvan Sigortaları/ Devlet Destekli veya Geleneksel Sigortalama hizmetlerinin, uygun ve işin teknik ve yasal içeriğine uygun sigortalarının yaptırılması ve takibi hizmeti verilmektedir. )
C- TEMİN, TEDARİK HİZMETLERİ;
1- Yurt içi ve Yurt dışı Canlı Hayvan temini,
2- Fide, Fidan ve diğer bitkisel materyal temini,
3- Hayvansal Sanayi Gübresi temini.
D- BELGELENDİRME;
1- KOBİ Yatırım Teşvik Belgesi,
2- Patent, Marka Tescil ve Gıda Ürünlerine dair Belge ve Belgelendirmeler.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, aralarında et ve süt ürünü, bal, zeytinyağı, alkollü içeceğin bulunduğu taklit ve tağşiş yapılan veya ilaç etken maddesi ilave edildiği tespit edilen toplam 229 firmaya ait 355 parti ürünü internet sitesinden açıkladı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Açıklaması
Ülkemizde gıda güvenilirliğinin sağlanması, gıdalarda taklit ve tağşişin önüne geçilmesi, sağlığın ve tüketici menfaatlerinin korunması ile sektörde haksız rekabetin engellenmesi amacıyla gerek mevzuat düzenlemeleri gerekse resmi kontrol uygulamaları şeklinde Bakanlığımızca yürütülen çalışmalar devam etmektedir.
Bu çalışma ve uygulamalar, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu ve bu kanun kapsamında hazırlanan “Gıda ve Yemin Resmi Kontrolüne Dair Yönetmelik” (R.G. 17.12.2011/28145) kapsamında yürütülmektedir. Yönetmelikte, laboratuvar sonucu ile taklit ve tağşiş yapıldığı kesinleşen gıdaları üreten/ithal eden firma ve ürün bilgileri ile kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye düşürecek şekilde bozulmuş, değiştirilmiş gıdaları üreten ve/veya satan firma ve ürün bilgilerinin Bakanlık resmi internet sitesinde kamuoyunun bilgisine sunulabileceği hükmü de yer almaktadır.
Kanun kapsamındaki ürünlere temel özelliğini veren öğelerden ve besin değerlerinden tamamının veya bir bölümünün mevzuata aykırı olarak çıkarılması, miktarının değiştirilmesi veya aynı değeri taşımayan başka bir maddenin, o madde yerine aynı maddeymiş gibi katılması tağşişi; bu Kanun kapsamındaki ürünlerin, şekil, bileşim ve nitelikleri itibarıyla yapısında bulunmayan özelliklere sahip gibi veya başka bir ürünün aynısıymış gibi gösterilmesi ise taklidi ifade etmektedir.
Taklit ve tağşişlerin; genellikle et ve et ürünlerine tavuk eti, sakatat, baş eti, soya vb. katılması; süt ve süt ürünlerine bitkisel yağ, jelatin, nişasta vb. katılması; bitkisel yağlara tohum yağı ve kalitesiz yağ ilave edilmesi gibi yollarla yapıldığı görülmektedir. Taklit veya tağşiş yaptığı kesinleşen gıda işletmelerine idarî para cezası uygulanmakta ve ürünler piyasadan toplatılmaktadır.
“Bozulmuş ve değiştirilmiş gıdalar” ise; sildenafil, sibutramin, tadalafil gibi ürünün doğal yapısında bulunmayan ilaç etken maddelerinin, özellikle çikolata, enerji içeceği ve kahve gibi ürünlerin içerisine katılması suretiyle elde edilmekte, bu da kişilerin hayatını ve sağlığını olumsuz etkilemektedir.
Ayrıca üzerinde “+18” ifadesi olan, yanıltıcı reklam ve broşür gibi yollarla performans arttırıcı, zayıflatıcı, cinsel güç arttırıcı özellikleri vurgulanmak suretiyle çoğunlukla internet, doğrudan satış gibi farklı satış kanallarında piyasaya arz edilen ürünler de mevcuttur. Söz konusu ürünler de piyasadan toplatılmakta ve sorumluları hakkında kamunun sağlığına karşı işlenen suçlar kapsamında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmaktadır.
Bütün bu uygunsuzlukların tespit edilmesinde; Bakanlığımız plan, program ve talimatlarıyla yürütülen denetimlerin yanında, tüketiciler tarafından yapılan ihbar, şikâyet, BİMER ve Alo 174 Gıda Hattı başvuruları neticesinde gerçekleştirilen denetimlerin de büyük payı olduğu açıktır. Bu bakımdan tüketicilerin bu başvurularını sürdürmeleri, halkımızın sağlığının korunması yönündeki çalışmalarımız için büyük önem taşımaktadır.
Bakanlığımızca bu kapsamda 2016 yılı Ağustos ayı itibariyle 558 bin 492 gıda denetimi gerçekleştirilmiştir. Bu denetimlerde 8 bin 551 adet idari para cezası uygulanmış, 69 firma hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur.
Ayrıca taklit, tağşiş yapıldığı veya ilaç etken maddesi ilave edildiği tespit edilen toplam 229 firmaya ait 355 parti ürün Bakanlığımız internet sitesinde kamuoyunun bilgisine sunulmakta olup ilk kamuoyu duyurusunun yapıldığı 2012 yılından bu yana 586 firmaya ait 1173 parti ürün tüketicinin bilgisine arz edilmiştir.

28 Aralık 2016 Çarşamba

Tereyağı

Tereyağı hayvansal bir besindir. Tereyağı A, E, D vitamini ve protein açısından zengindir. Pek çok yağda protein oranı sıfırdır. Bu da tereyağını diğerlerinden ayıran başlıca özelliklerinden birisidir. Kalsiyum, fosfor ve demir içerir. Hayvanın beslenme şekline göre rengi sarı veya beyaz olabilir. İnek, koyun ve keçinin sütünden elde edilir. Kendine has bir kokusu ve eşsiz bir lezzeti vardır. Doymuş yağdır ama nerdeyse oda sıcaklığında bile eriyebilen bir yapıya sahiptir. Hepsinden önemlisi doğal bir besindir. Özellikle kahvaltıda çiğ olarak tüketildiği zaman sindirimi çok daha kolaydır.

Kırsal bölgelerde hâlâ önemli bir besin maddesidir. Çünkü herkesin evinde ineği, keçisi, koyunu vardır. Bu hayvanların sütünden elde edilen tereyağı da günlük olarak tüketilmektedir. Buna rağmen sağlık sorunu yaşamayan bölge insanları, uzun yıllar yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmektedir. Bu da tereyağı kullanımının, zararlı olmasından çok yararlı olduğu konusunda bir kanıttır. Tereyağı yıllardır, bilim adamlarının söylemine göre; fazla tüketilmemesi, kolesterol yaptığı ve zararlı olduğu gerekçesiyle yasaklı yiyecekler arasında yer aldı. Günümüzde İngiliz bilim adamlarının yaptığı araştırmalar tereyağının sanıldığının aksine zararlı olmadığını kanıtladı. Doymamış yağ ağırlıklı beslenmenin kalp krizi riskini daha çok arttırdığı saptandı. Aslında margarinle kıyaslandığında margarin kullanan insanlarda kalp hastalığı riskinin tereyağı kullanan insanlara göre çok daha fazla olduğu yapılan çalışmalarla ortaya çıktı. Sanıldığının aksine kalp hastalığına yakalanma oranının tereyağı kullananlarda, kullanmayanlara göre daha düşük olduğu saptandı. Doymuş yağ oranının yüksek olması bilinenin aksine yağ oluşumunu değil yağ yakılmasını hızlandırmaktadır. Öyle ki İngiliz bilim adamları kırk yıllık bir hatadan dönüldüğünü bilmelerine rağmen, bunu itiraf etmekte zorlandılar.

Doymamış yağ ağırlıklı beslenme sonucunda, insülin direncine bağlı olarak obezitenin arttığını söyleyen bilim adamları, tereyağının ise obeziteyi önlediğini son yaptıkları çalışmalarla duyurmuşlardır. Ayrıca şeker hastalığına iyi geldiği ve kolesterolü düşürmeye yardımcı olduğu ortaya çıkmıştır.Tereyağı çok iyi bir antioksidandır, yani vücutta biriken istenmeyen maddelerin dışarı atılmasında çok gerekli bir yağdır. Bunun yanı sıra iltihap kurutucu, alerji ve kansere karşı da son derece koruyucu bir yağdır. Geçmişte hipertansiyon ve felçlere neden olduğu düşünülse de günümüzde, bu konuda yapılan araştırmalar ve deneyler öyle olmadığını açıkça ortaya koymuştur.

Tereyağı vücuttaki enerji tüketiminde rol oynar bu da kilo alım hızını dengeler. Sindirimi kolaylaştırır. Tereyağı geçmişteki kötü ününü yıkıp bu gün hak ettiği değere kavuşmuştur ama tereyağı tüketirken de ölçüyü kaçırmamak gerekir. Her besin için aynı durum söz konusudur. Yeterince tüketmek, aşırıya kaçmamak gerekir. Normal beslenme düzeni içinde kahvaltıda ve yemeklerde kullanımı yeterli olacaktır. Beslenme konusunda vücudumuz bizim için iyi bir uyarıcıdır. Bilgi kirliliği içinde bocalamadan, vücudumuzun isteklerini dikkate alırsak ve ölçüyü kaçırmadan her besini yeterince tüketirsek doğru bilinen yanlışların, vücudumuza vereceği zarardan korunabiliriz.


Genel Özellikleri
Yağın hafif sarı ve beyaz olmak üzere iki renkte olması ihtimal dahilindedir. Çünkü sütü yağ elde etmek için alınan hayvan, öncesinde yeşil renkte (yani canlı) besinler tükettiğinde yağ rengi sarıya daha yakın, kurumuş tahıl sapı veya samanı ile beslemiş hayvanlarda ise elde edilecek yağın rengi beyaza daha yakın olmaktadır. Oda sıcaklığında sıvı yapısı, soğuk buzdolabı (yak. 7 °C) soğukluğunda sert sıvılaşması vardır.

Modern tereyağları katkısız ve kaliteli yağı yüksek sütlerden yapılır. Buzdolabında saklanır. Türkiye'de yayık ayranından imal edilen tuzlanmış tereyağı, ağır kokulu, tuzlu ve ekşimsi tatlıdır. AT standartlarına uygun üretim ve tüketim için çalışmaların başladığı belirtilmektedir.

Kimyasal İhtivası
Teryağının genel formülü. Maviyle çizilmiş kısım doymuş Palmatik asit, yeşil ile işaretlenen kısım doymamış tekli yağ asitleri, kırmızıyla işaretlene kısım Bütirik asit ve son olarak siyah ile çizilen kısım ise Glicerin'dir.
AB standartlarına göre tereyağındaki su miktarı %16 geçmemesi gerekmektedir. Ancak bu şart sağlandığı zaman tereyağı süt ürünü kategorisinde satılıabilmektedir. Bunun yanı sıra tereyağı yapısında birçok madde ihtiva etmektedir. Bunlar süt şekeri, mineral maddeler, kolesterol, proteinler, yağda çözülen vitaminler, süt asitleri ve aroma maddeleridir.

Teryağının diğer bir karakteristik özelliğide yapısında yüksek oranda yağ asitlerinen gliseritleri ve kısa zincirli domuş yağ asitleri (örn. Bütirik asit ) içermesidir. 100 g Tereyağının besin değeri yaklaşık 3100 kJ (740 kcal) dir.

Tarih

Filistin'de geleneksel yöntemlerle Tereyağı yapamı(1914)
İlk tereyağı üretiminin nerde olduğu bilinmemektedir. Ama bunun hayvancılığın başlaması ile ortaya çıktığı düşünülmektedir. En eski bilinen kaynak ise eski milattan 3000 yıl önce Sümer'lerde mozaiklerde resmedilmiş. Ama bunun bir nevi ayran veya tereyağı üretimi olduğu kesin bilinmemektedir.[1]

Antik devirde Akdeniz bölgelerinde tereyağı üretimi bilinmekle birlikte sadece kozmetik ve ilaç olarak kullanılmış zeytin yağı kullanımı daha ağır basmıştır. Orta çağda ise çok önemli bir ticari madde olmuş ve bunun için özel fıçı ve kovalar icat edilerek genelde deniz yolları ile nakledilmiştir.

19. yüzyılda endüstri devrimi ile birlikte büyük mandıra ve tereyağı işletmeleri türeyerek üretim sanayileştirildi. Tarımın ve hayvancılığın gelişmesi, traktör ve süt sağma makinalarının daha genişçe kullanılmaya başlaması, nakliyat imkanların oluşması, tereyağı üretimi ve tüketiminde bir patlama oluşturmuştur.


Tereyağı yapan bir Türk kadın, Yakutistan, 19. yüzyıl sonları
Suni soğutma tekniğinin (buzdolabı) 19. yüzyılında geliştirilmesi tereyağının geniş kitleler için sıradan bir gıda olmasında büyük bir etkendir. Gelişmiş sanayi ülkelerinde, süt üretiminden ve nakliyattan tüketime kadar süreçteki kesintisiz soğutma zorunluluğu bugün belirlenmiş bir standarttır.

Sanayileşme ile birlikte tereyağına esaslı bir rekabet oluştu: Bitkisel Margarin. Tereyağını alamayacak yoksul kitle için, ekmeğe sürülebilen ekonomik bir yağ gerekli idi. Fransız kralı III. Napolyon'un verdiği sipariş üzerine kimyager Hippolyte Mège-Mouriés margarini buldu. Bugün margarin, fiyatı ve sadece %50 yağ içerdiği için tercih edilse de, kızartma için uygun değildir. AT'de sadece pastörize edilmiş sütten üretilir.

Hindistan en büyük tereyağı üreticisidir (yılda 2.500.000 ton, 2005).

Üretim Yöntemleri
Elde edilmesi herzaman kolay olmazsada ,tereyağı genel olarak yağ içeren tüm sütlerden elde edilebilmektedir. Her sütten tereyağı elde etmek mümkün değildir. Örneğim kısrak ve sıpa sütü tereyağı elde etmek için elverişli değildir. Tereyağı üretiminde en elverişli süt inek, koyun ve keçi sütüdür.

Tereyağı Yapımı
19.Yüzyılda Teryağı yapımında kullanılan yayık.
Eski zamanlarda tereyağını üretmek için, bu işlemde için kullanılacak süt bir kaba konulur ve iki gün böyle bekletirilirdi, taki sütün kreması yüzeyde toplanıncaya kadar. Bu krema tabakası elle tereyağı yapma aşamasına geçmeden önce başka bir kaba alınır ve olgunlaşmaı için bir müddet daha bekletirilirdi.

Bu fiziksel olgunlaşma sayesinde yağın kiristalleşmesi sağlanır ve bunun yanında sütyağının düzgün ve en yugu şekilde yayılır. Buda ekşimemiş kremadan tereyağı yapılmasını mümkün kılmaktadır. Kremanın olgun hale gelmesi için bir takım biyolojik ilaçlarda kullanılmaktadır. Bunun sonucunda yağın pH-değerini düşer ve çeşitli mikroorganizmaların oluşur. Buda Tereyağına farklı bir aroma kazandırır.

Tereyağı elde etme aşamasında krema iyice çırpılır. Bu işlem esnasında sütte bulunan yağ damlalarını saran zar parçalanır. Böylelikle yağ sütün içine karışır. Bundan sonra süt ieçrisinde serbest kalan yağ bir birlerine yapışmaya başlar. Burada yapısında yağ zarı parçacıkları, su ve bir miktar süt proteini barındar bir emülsiyon oluşmuş olur. Oluşan bu emülsiyonun karıştırmaya devam edilmesiyle sıvı halde ki su içerisinde yağ emülisyonundan katı haldeki yağ içerisinde su emülsiyonu oluşmuş olur. Bu işlemler sonucunda yağsız olan kısm ayran olarak kullanılırken, diğer kısım ise tereyağı olarak kullanmak üzere şekil verilerek paketlenir.

Rengi
Deniz tuzuyla tuzlanmış Alman Tereyağı.
Teryağı rengini iki farklı faktorden almaktadır. Bunlardan ilki sütünden tereyağı yapılan hayvanın yeminden ve ikicisi ise üretim esnasında içine ekstra konulan renklendiricilerdir.

Tereyağının klasik rengi sarı rengi dir. Eeğer teryağı yaptığımız süt inek sütü ise, buradan ineğin doğal yollarla çayırlarda otlandığını ve taze çimen ya da ot yediğinin bir göstergesi olarak gösterilebilir. Bilindiği üreze çimenler yüksek oranda yapısında Karotenoid ihtiva eder. Eğer otlar sarı değilde yeşilse bile olsa yapısında genede Karatenoid barındırır. Sadece bu durumda Karatenoidin etkisi klorofiller tarafından bastırılmışdır. Karatenoidler klorofillere kıyasla yağda çözüle bile özelliğine sahiptirler. Bu yüzde tereyağı yapma işlemi sırasında karatenoidler sütteki yağda çözülürler ve böylelikle tereyağının içinede geçmiş olurlar. Buda Tereyağının neden sarı renkte olduğunu açıklar. Bir başka değişle hayvan sadece sunnı hayvan yemiyle ya da sadece samanla beslenirse, ki bu yöntem günümüzde kış aylarında modern tesislerde kullanılan bir yöntemdir, bu hayvanların sütlerinden üretilen tereyağı daha çok beyaz rekli olur. Çünkü sunni yemler ve saman karatenoid bakımından oldukça fakirdirler. Avrupa Birliği ülkelerinde tüketicilerin bu hasasiyetlerini bilen üreticilerin hayvan yemlerrinin içine yeteri mikarda Karoten maddesi eklemektedirler. Böylelikle yılın her döneminde alınnan tereyağını her zaman aynı renge sahip olması sağlanmış olur. Bu yöntem özellikle Almanya’da çok kullanılan bir yöntemdir.

Halk arasında geniş bir kabul bulan inanışa göre tereyağının rengi, hayvanların yılın farklı zamanlarında tükettikleri yemlerin yapılarında ihtiva ettikleri yağ oranlarına bağlamışlardır. Onlara göre sonbaharda ve kışta üretilen süt, yıllın diğre zamanlarında üretilen sütten daha yağsız olduğu ve bu yüzden bu zamanda yapılan tereyağı beyaz rengkte olur. Yukarda daha önce açık bir şekilde anlatıldığı gibi, tereyağına rengini veren süttün ihtiva ettiği yağ oranı değil aksine yapısındaki Karatenoid maddesidir. Bundan yola çıkarak halk arasındaki bu anlayışın yanlış olduğunu kesin bir dille söyliyebiliriz. Yapısında yüksek oranda yağ barındaran süt bile, içinde Karatoin maddesi barındırmadığı ve taze olduğu sürece gene beyazımsı bir rengkte olur. Kısacası tereyağının rengine bakarak, içerdiği yağ miktarından bahsetmemiz pek mümkün depildir.

Bunun yanı sıra tereyağının tipik rengi ülkeden ülkeye farklılıklar gösterebilmektedir. Örenğim İtalya’da üertilen tereyağının rengi genel olarak saf beyazdır. Buyüzde renk italyanlar arasında teryağının doğal rengi olarak kabul görmektedir.


Tereyağı erirken.
Günümüzdeki Endüstiriyel Üretimi
Günümüzde tereyağı üretimi moderen tesislerde üretilmektedir. Bu tesilerde tereyağı üretimi pastörize edilmiş kremadan yapılır. Buralarda süt santrifüjleme işleminden geçerek kısa bir sürede krema kısmı sütten ayrılmış olunur. Bundan sonra pastörizasyon işleminden geçer. Yani burada krema hızlı bir şekilde ısıtırlır ve saniyeler içinde tekra oda sıcaklığına soğutulur. Krema olgunlaşması için yaklaşık 20 saat bekletildikten sonra Tereyağı makinalarına aktarılır. Burada iyice çırpılarak kremadan tereyağı elde edilir ve bu işlem esnasında bir yan ürün olan ayran yağdan ayrılır.Elde edilen tereyağı şekil verildikten sonra paketleme işlemine geçirilir. Ortalama olarak 1 kg teryağı elde etmek içi yaklaşık 20 kg süte ihtiyac vardır.

Türkiye'de tereyağı ve tüzüğü
Anadolu'da tereyağı genelde kendi ihtiyacı için yayık ayrandan üretilen ekşi tereyağıdır. Uzun müddet dayanması (salamura) için bol tuzlanır.

Dünyada Tereyağı üretiminde Önde Gelen Ülkeler
Dünyada Tereyağı üretiminde Hindistan açık bir farkla başı çekmektedir ve 2,5 (Milyon ton) yıllık üretimiyle ikinci sırada bulunan pakistandan nerdeye 5 kat daha fazladır. İkici sıradaki Pakistanı ise az bir farkla ABD takip etmektedir.

2012'in verilerine göre tekrar Hindistan 4,5 (Milyon ton)' la dünya üretiminde birinci sırayı alırken. Hindistan ürettiği bu miktar tereyağıyla dünya üretiminin %40 tek başına üretmektedir. İkinci sıradaki ABD 0,8 (Milyon ton)' onu takip ederken.Pakistan 0,7 (Milyon ton)'la üçüncü sıraya gerilemiştir.[

 





27 Aralık 2016 Salı

küresel süt fiyat düşüşleri

Londra: İngiliz çiftçiler, sütlerin dükkan raflarından çıkarıldığını ve ineklerin süpermarket koridorlarına girdiğini düşündüğü düşen fiyatlar üzerine protesto gösterileri düzenledikten sonra Pazartesi günü "kriz" ilan etti.


Çiftçiler sendikaları, küresel iyi fiyat düşüşleri nedeniyle üreticilerin sıkıntılarını azaltmak amacıyla Pazartesi günü düşük süt ve et fiyatları üzerine bir acil zirve düzenlediler.

Ulusal Çiftçilerin Birliği başkanı Meurig Raymond, "Açıkçası endüstri krizdedir üyelerimiz arasında umutsuzluk var" dedi.

"45 yıldır çiftçilik yapıyorum ve bildiğim en kötü şey, özellikle süt sektörü ve kuzu sektörü."

Bir litre süt için çiftçilere ödenen ortalama fiyat, yılda yüzde 25'lik bir düşüşle yalnızca 24 pence'nin ($ 00.37, 00.34 Euro) altındadır; ancak çiftçilerin birlikleri, üretmek için 30 ila 32 pence arasındaki maliyeti tahmin etmektedir.

Protesto amacıyla, çiftçiler Morrisons, Asda ve Lidl çıkışlarındaki süt stoklarını satın almak için süpermarketlerin üzerine iniyor ve dağıtım merkezlerini tıkadı.

Hafta sonu, yaklaşık 70 gösteri, iki ineğini, protesto gösterisi yaparak, merkezi İngilizce kasaba Stafford'da bulunan Asda'nın bir koluna sürdü.

Ulusal Çiftçiler Birliği, düşük fiyatların İngiliz süt ürünlerinin raflardan silinebileceği yönünde uyarıda bulundu.

Ancak süpermarketler, yanlış hedefi savunarak eleştirileri reddetti.

İngiliz Perakende Konsorsiyumu sözcüsü, "Süpermarketlerdeki süt fiyatı ile fiyat perakendecileri arasında çiftçiler için süt fiyatları öyle bir bağlantı bulunmuyor" dedi.

"Çiftçilerin yaşadığı hayal kırıklığını anlıyoruz ancak perakendecileri suçlamak yanlış."

Almanya ve Fransa, son haftalarda özellikle mallar için daha yüksek fiyat talep eden süt üreticileri tarafından tarım sektörü tarafından protesto gösterileri düzenlediler.

pastörize süt, süt ürünleri, pastörize, süt ve süt ürünleri, uht süt, sek süt, peynir fiyatları, peynir satışı, süt firmaları, toptan peynir, süt inekçiliği, satılık koyun, halep keçisi, keçi çiftliği, keçi besiciliği, süt inekleri, günlük süt, keçi sütü, inek çiftliği, saanen keçisi, süt fiyatları, süt ihalesi, süt tozu fiyatları, şarküteri ürünleri, süt ineği fiyatları, doğal süt, organik süt, süte, süt keçisi, maltız keçisi, keçi sütü maması, süt keçisi yetiştiriciliği, doğal süt ürünleri, organik yoğurt, taze süt, manda yoğurdu, manda sütü, süt satışı, keçi sütü fiyatı, keçi sütü satış, keçi sütü nerede satılır, toptan süt, keçi sütü sabunu, saanen keçi çiftliği, satılık keçi, satılık saanen keçisi
süt yemi fiyatları, çiğ süt fiyatları, satılık süt inekleri, açık süt, pastörize süt üretimi, köy sütü, uht süt üretimi, keçi peyniri fiyatları, keçi sütü sipariş, keçi fiyatları, açık süt satışı, toptan peynir fiyatları, günlük keçi sütü, keçi sütünün fiyatı, kefir mayası satış, toptan süt fiyatları, saanen keçisi fiyatları, saanen keçisi satılık, süt şişesi, süt keçisi fiyatları, halep keçisi fiyatları, satılık halep keçisi, süt mısır fiyatları, toptan ayran fiyatları, alo süt, cam süt şişesi, saanen keçi yetiştiriciliği devlet desteği, günlük süt satışı, keçi sütü markaları, yoğurt fiyatları, manda yoğurdu satış, koyun sütü fiyatı, organik süt fiyatları, organik günlük süt, dost günlük süt, sütaş günlük süt, çiğ süt satışı, keçi yoğurdu nerede satılır, toptan şarküteri ürünleri, keçi sütü ne kadar, manda sütü nereden alınır, manda sütü satışı, keçi sütü kaç lira, peynir toptan fiyatları, toptan kaşar peyniri fiyatları, günlük süt markaları, pastörize süt markaları, günlük süt fiyatları, toptan süt satışı şarküteri ürünleri toptan
günlük taze süt satışı, süt şişesi imalatı, toptan peynir satışı, keçi sütü alım fiyatı,
Bir yaşam mucizesi diye nitelenebilecek kadar büyük besin değerine sahip olan sütün insan yaşamındaki yeri insanlık tarihi kadar eskidir.
Yüzyıllardır sağlığa yararlı bir içecek olduğu söylenen sütün yararları uzmanlarca kanıtlanmıştır. Süt içerdiği kalsiyum ve vitaminlerle birçok hastalığı önler, hatta tedavi eder. Bu yüzden uzmanlar, sağlık açısından bol miktarda süt tüketilmesini öneriyorlar.
Dünyanın en yararlı içeceği süt, insanların doğumlarından itibaren aldıkları ilk besindir. İlk günlerinde annelerinin sütüyle beslenen bebeklere, daha sonraları hem anne sütü hem de hayvani sütler verilir. Süt, bebeklerin narin vücutlarını sağlamlaştırır, güçlendirir.
Süt hayatımızda bir çok ek gıda ile birleşerek sofralarımızda çok geniş bir alanda yer almaktadır. Sofralarımızda sütü, yoğurt, ayran, muhallebi, kaymak, krema, tereyağı gibi ürünlerin ham maddesi olarak görmekle birlikte böreklerde, keklerde, çorbalarda, yemeklerde, makarnalarda ve aklınıza gelebilecek bir çok yemeğin içinde bulabilmekteyiz.
Süt hayatımızın vazgeçilmezlerindendir. Öyle ki, üretip sattığımız ve sofralarınıza sunduğumuz günlük doğal süt hepimiz için vazgeçilmezdir.
Sütçü GÜVEN olarak, İstanbul Avrupa yakasında verdiğimiz taze süt hizmetiyle anında kapınıza geliyoruz. Günlük ve doğal olan süt ve süt ürünlerimiz ile sizleri kutu sütlerden kurtarıyoruz. Dağıtımları kargo ile değil, soğutuculu dağıtım araçları ile gönderiyoruz.
Peynir fiyatlarının artmasıyla düşen peynir satışı birçok süt firmalarını zor duruma düşürmüş ve toptan peynir satışlarını da etkilemiştir. Süt inekçiliği, satılık koyun , halep keçisi yetiştiriciliği ve keçi çiftliği işletmelerinin keçi besiciliği yapmaya doğru yöneltmiştir.
Samsun Çarşamba ‘daki  Gokul, Paradok Süt Gıdalar vb. Özel mandıralar fiyatları litre başına yüzde 2 oranında arttırdı. Ankara  merkezli özel mandıralar da fiyatlar yaklaşık üç haftadır yüzde 3 arttı. Güneyde, bununla birlikte, Denizli, Burdur  gibi şehirlerdeki özel mandıralar, perakende süt fiyatlarının yükseltilmesi için acil bir plan yapılmadığını söyledi. Amasya merkezli kooperatif sütundaki kaynaklar Verka markası altında süt ve süt ürünleri satan Milkfed, toplu bir hareket veya bir yürüyüş planlanmadığını söyledi. Bafra ‘daki Paradok Tarım parekende günlük süt piyasası Samsun tek hakim yüzde seksenbeş satıyor. Süt toptan uygun Fiyat.

18 Aralık 2016 Pazar

Günlük Süt Çiftliği'nden Taze Köy Sütü

SÜT FAYDALARI                                                                                                                                                          Tok tutar, Bağışıklık sistemini geliştirir, Bağırsak hareketlerini düzenler, Kansere karşı hücreleri korur, Kan basıncını düzenler, Diş çürüklerine karşı kalkan görevi görür, Vücut yaralarının iyileşmesini hızlandırır,Çocuklarınsinir sisteminin gelişmesine yardımcı olur, Gebelik döneminde hem annenin hem de bebeğinsağlıklı bir süreç geçirmesini sağlar, Kemik sağlığında önemlidir, Uykuyu getirir, Özelilikle yaşlılıkta, kadınlarda menapoz döneminde, hem kadınlarda hemde erkeklerde de Osteoporoz tehlikesi, kemik erimesine ve kırılmalarına karşı önleyicidir.

Günlük Süt  ÇİFTLİĞİ - NEDEN GÜNLÜK SÜT ?
img
- UHT Sütler 135-150 derece sıcaklıkta pastörize edildikleri için sütün içerisindeki faydalı bakteri, enzim ve vitaminler tahrip olur.

- UHT Sütler yüksek sıcaklıkta işleme sokulduklarından dolayı lezzetlerini kaybederler. Bunu telafi etmek, tekrar süt lezzetini kazandırmak için bazı kimyasal maddeler kullanılır.

- Günlük Süt  çiftliğinden gelen günlük sütler, hiç bir katkı maddesi içermez.

- Günlük Süt  Çiftliğinde üretilen sütler tesislemizde hızla soğutularak sütün içerisinde bakterilerin üremesi engellenir. Soğutulmuş süt soğuk zincir kırılmadan sizlere ulaştırılır.

- Günlük Süt  çiftliğinden gelen günlük sütler, pastörizasyon ve uht işlemi görmediği için vitamin, enzim ve bakteri değerleri korunmaktadır.

- Günlük Süt  çiftliğinden gelen günlük sütler hiçbir işlemden geçmediğinden, yağ oranıyla oynanmadığından ve içerisinde herhangi bir katkı maddesi bulunmadığından dolayı %100 doğal süt ürünleri ve sütlü tatlılarınızın yapımında kullanabilirsiniz.

- Edirne Günlük Süt  çiftliğinden gelen günlük çiğ süt hiçbir işleme tabi tutulmadığı için sütün sindirimini sağlayan laktaz ve lipaz aktif enzimlerine sahiptir. Canlılığını yitirmiş laktazı ve diğer aktif enzimleri içeren pastörize süt, yetişkin mideler tarafından dahi gerektiği gibi sindirilemez.

- Edirne Günlük Süt  çiftliğinden, % 100 Doğal ve hiçbir katkı maddesi bulunmayan günlük sütünüzü el değmeden hijyenik ortamlarda otomatik sağım makinaları ile sağıp, bir telefonla kapınıza getiriyoruz.

- Çiftliği'nden sipariş ettiğiniz, katkısız %100 doğal çiğ günlük sütleri, çocuğunuza güvenle içirebileceğiniz gibi, yoğurt veya sütlü tatlılarınızda gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz.

- Çiftliği'nde, sipariş ettiğiniz sütler, el değmeden hijyenik otomatik sağım sistemiyle sağılmakta ve hiç bir katkı maddesi kullanılmadan %100 Doğal Günlük Çiğ Süt olarak satışa sunulmaktadır.

- Günlük Süt  Çiftliği; sütçülüğü sadece süt ürünlerinin üretimi ve satışı olarak görmemekle beraber, hayvanların sağlıklı yaşam koşullarında yaşaması, doğal ve sağlıklı yemler ile beslenmesi gibi kriterleri göz önünde bulundurur. Hayvancılık alanında uzman kadromuz ile, sütün ottan sofraya kadar olan tüm süreci içersinde, sütün doğal yapısını bozmadan ve hiç bir katkı maddesi kullanmadan, Günlük Süt  Günlük Süt'lerini sizlere ulaştırıyoruz.

- Günlük Süt  Çiftliği'nden 0535 849 2365 no'lu telefonu arayarak, Edirne içersine Günlük Süt siparişi verebilirsiniz.

- Kapıya Teslim ettiğimiz Günlük Süt  Günlük Süt'leri için ekstra ücret ödemezsiniz.

- Günlük Süt  Çiftliği'nden Edirne Günlük Süt Sipariş etmek için, 1 telefon etmeniz yeterlidir.

- Artık günlük doğal inek sütüne ulaşmak için köyde yaşamanıza gerek yok! Edirne Çiftliği'den hiçbir katkı maddesi bulunmayan % 100 doğal günlük çiğ sütünüzü kapıya teslim satın alabilirsiniz.

- Edirne Çiftliği'nde üretilen Günlük Süt  Günlük Sütleri; otomatik sağım makinaları ile sağılıp, soğutma tanklarında muhafaza edilerek, Günlük Süt  çiftliğinden el değmeden paketlenerek, bir telefonla kapınıza getiriyoruz.

- Sütün doğal yapısını bozmadan ve hiç bir katkı maddesi kullanmadan, Günlük Süt  Günlük Süt'lerini 1 telefonla kapınıza ulaştırıyoruz.

15 Aralık 2016 Perşembe

Kefir

Kefirin mucizevi sırrı çözüldü
CİHAN
Giriş Tarihi: 23.10.2012 11:52 Güncelleme Tarihi: 23.10.2012 12:17
Biyokimya Uzmanı Dr. Esra Karaağaç, mayalanmış (fermente) bir süt içeceği olan kefirin mucizevi sırlarının, içerdiği maya ve bakterilerde gizli olduğunu söyledi.
Son yıllarda rafine gıdaların tüketiminde artış olması ve buna paralel turşu, kefir, boza, çeşitli salamuralar gibi geleneksel fermantasyon gıdalarının az tüketildiğini belirten Dr. Karaağaç, "Süt ve yoğurt gibi fazla tüketilenlerin ise ekşimesin ya da kesmesin diye pastörize edilmesi ya da antibiyotik katılması, vücudumuzun mükemmel probiyotik (faydalı bağırsak mikropları) dengesini bozmuştur." dedi.

Biyokimya uzmanı Dr. Karaağaç, bağırsak sisteminde, 'dost bakteriler' olarak adlandırılan, tutunma özelliği olan probiyotik bakterilerin bulunduğunu ifade etti. Karaağaç, bir kaşık kefirde 70-100 milyon arası probiyotik bakteri bulunduğunu kaydetti. Yeterli miktarda yenilen, insan ya da hayvan sağlığını olumlu yönde etkileyen mikroorganizmalara 'probiyotik' dendiğine işaret eden Uzm. Dr. Esra Karaağaç, erişkin bir insan bağırsağında 100 trilyon (1,5 kg) faydalı bakteri ve mantar bulunduğunun altını çizdi.

Bu rakamın, insan hücre sayısının 10 katı kadar olduğuna dikkat çeken Dr. Karaağaç, şöyle devam etti:

"Sayıları 400'ün üzerinde olan bu bakteriler ve mantarlar normal bağırsak florasını oluştururlar. Bu bakteriler ve mantarlar 300 metrekare büyüklüğünde bir yüzey oluşturan bağırsağın sümüksü zarını, koruyucu bir tabaka şeklinde döşer. Faydalı bağırsak mikropları (probiyotikler) çeşitli yararları yanında dış ortamdan gelen zehirli maddelerin kana geçmesini engelleyen koruyucu bir bağırsak tabakası oluştururlar. Bağırsaktaki sağlıklı mikrop dengesinin, zararlı mikroplar lehine değişmesi, yani bağırsaktaki mükemmel dengenin bozulması çok sayıda ivegen ve müzmin hastalığa yol açar. Son yıllarda rafine gıdaların tüketimindeki artış olması ve buna paralel olarak, turşu, kefir, boza, çeşitli salamuralar gibi geleneksel fermantasyon gıdalarının az tüketilmesi, süt ve yoğurt gibi fazla tüketilenlerin ise ekşimesin ya da kesmesin diye pastörize edilmesi ya da antibiyotik katılması vücudumuzun mükemmel probiyotik dengesini bozmuştur."

Uzm. Dr. Karaağaç, probiyotiklerin görevleri arasında; 'bağışıklık sistemini güçlendirmek, yiyeceklerin hazmını kalaylaştırmak, bağırsak duvarını zararlı maddelerden korumak ve bağırsak geçirgenliğini azaltmak, vitaminlerin (K vit, biyotin, B12, niasin) sentezini yapmak, besin allerjilerini ve ekzemayı önlemek, zararlı maddelerin (toksinler) kan dolaşımına geçmesini engellemek, kanseri önlemek, depresyonu hafifletmek, ishali önlemek, otizm bulgularını hafifletmek, kabızlığı tedavi etmek' olduğunu söyledi.

"KEFİRİN BİLİNEN ZARARI YOK"

Dr. Esra Karağaç, vücut için gerekli fermente gıdaların başında gelen kefirin bilinen bir zararı olmadığını kaydetti. Çok nadir olarak bazı kişilerin, yeni başladıklarında fazla kefir içmeye tahammül edemediklerine işaret eden Karaağaç, bu kişilerin kefir miktarını yavaş yavaş artırmasını tavsiye etti. Kefir tanelerinin, ziraat fakültelerinden, aktarlardan temin edilebileceğini anlatan Uzm. Dr. Esra Karağaç, "Bazı firmalar hazır kefir de satmaya başlamıştır. Kefirinizin ucuz ve istediğiniz kıvamda olması için mümkünse kendiniz yapın. Kefir taneleriniz büyük ise bunu kesmeyin, aksi halde kefiran, metalden zarar görebilir. En iyisi hafifçe elinizle sıkmadan ayırmaktır. Kefir taneleri karnıbahar görünümünde fakat lastik kıvamındadır. Kefir tanelerinin dışında kefiran denilen bir yapışkan bir zar vardır. Yararlı bakteriler ve mantarlar kendi yaptıkları bu zarın içinde yaşarlar. Kuru kefir taneleri birkaç mayalamadan sonra yok olabilir. Ama ıslak maya, eğer iyi bakılırsa sağlıklı kalır. Kefir tanelerini sıkmayın, metal değdirmeyin, temiz tutun. Uzun süre kullanmayacaksanız soğuk bir yerde (tercihen buzdolabında) tutun. Daha uzun süre saklamak isteyenler derin dondurucuya koyabilirler." diye konuştu.

NE KADAR KEFİR TÜKETİLMELİ?

Kefirin kullanım miktarlarını da açıklayan Uzm. Dr. Karaağaç, kefir içmeye bir bardakla başlandığını, sonra giderek miktarın artırılabileceğini vurguladı. Kefirin genellikle 250-1000 mililitre kadar tüketildiğini belirten Dr. Karaağaç, şunları kaydetti: "Müzmin hastalığı olan kişilerin en az bir litre kadar kullanması tavsiye edilmektedir. Kefirde bulunan bakteri ve mayalar, tam olarak parçalanmamış besinlerin sindirimine etkin bir şekilde yardımcı olarak besin kaybını önlemektedir. Kefirin, yoğurda nazaran daha ince tanecikli yapıda olması nedeniyle gerek bebekler gerek yaşlılar gerekse sindirim bozuklukları olanlar için kullanımı kolaylaşmaktadır. Mide ve bağırsaklarda şişkinlik yapmamaktadır. Kefirdeki laktoz oranı fermente işleminden sonra süte nazaran çok azalmaktadır. Laktoza duyarlı kişiler rahatlıkla içebilirler. Ayrıca, kefirde bulunan CO2 sindirimi kolaylaştırıcı etki yapmaktadır. Görünüş olarak birbirlerine çok benzerler. Her ikisi de sütün fermantasyonu sonucu elde edilir. Yoğurt, prebiyotiktir yani probiyotiklerin üremesini artırır. Kefir probiyotiktir. Yani kendisi yararlı mikroorganizmadır."

"KEFİR DOĞAL ENERJİ, ŞİFA KAYNAĞI"

Kefirin, her derde deva, doğal enerji ve şifa kaynağı olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Esra Karaağaç, kefirde bol miktarda bulunan mineral maddelerden kalsiyum ve magnezyumun sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı etki yaptığını dile getirdi. Minerallerin, kemik ve kas yapısını güçlendirdiğini anlatan Karaağaç, kefirdeki vitaminlerin kan dolaşımını düzenleyip, kan bozukluklarını gidediğini açıkladı.

Dr. Esra Karaağaç, kandaki antikorları kuvvetlendiren kefirin faydalarını şöyle özetledi:

"Kefir; Hepatit A ve B hastalıklarının tedavisinde yardımcı rol oynamaktadır. Kefirdeki fosfor, hücrelerin büyüme, bakım ve onarım işlemleri için protein sentezine katılır. Bileşimindeki bulunan mucize mineral selenyum, hücreler üzerinde antioksidatif etki göstermektedir. Kansere karşı çok önemli faktör olarak değerlendirilen selenyum, kalp hastalıklarını da önlemekte, yaşlanmayı yavaşlatmaktadır. Kefir, yaşlanmayı yavaşlatır ve birçok hastalığın oluşumunu engeller. Kefirdeki Antioksidan vitamin ve mineraller hücre yenilenmesini sağlar. Kefir, biyolojik olarak insan metabolizmasının sürekli yenilenmesini sağlar. Kefir, sağlıklı ve doğal beslenmeyi sistemize ettiğinden çeşitli hormonların seviyelerini dengeler ve normalleştirir. Başta üreme hormonları olmak üzere, kortizol, insülin ve beyinde önemli işlevi olan serotonin (mutluluk) hormonu ile adrenalin hormonu üzerinde olumlu etkiler yapar. Kefir, mide ve pankreas gibi bazı organların salgılarını artırarak, başta ülser olmak üzere sindirim rahatsızlıklarına karşı iyileştirici rol oynar."

Kefirin Faydaları Nelerdir?
Kefir belkide bu güne kadar adını duymadığınız bir içecek türüdür. Birçok kişi kefirin ne olduğunu bilmez. Bazı kişiler de marketlerde rastlamıştır.  Kefirin adını bugüne kadar duymadıysanız faydalarını da duymamışsınızdır. Bu şifalı içecek aslında sağlık açısında oldukça faydalıdır. Birçok vitamin ve mineral içerir.



KefirKefir Nedir?
Kefir tanelerinden oluşan bir çeşit süt içeceğidir. Kafkas orijinli olduğu söylenir. İlk kez Türkler tarafından yapılmıştır. Türkçe olarak ‘kef’ yada ‘keyf’ kelimesinin kökeninden türemiş bir sözcüktür. Keyif verir anlamında bir kelimedir. Laktik asit ve etil alkol fermantasyonlarının birlikte gerçekleşmesiyle oluşan bir içecektir.  İnek, keçi ve koyun sütlerinden elde edilebilir. Son zamanlarda yurtdışında birçok ülkede de üretimine başlanmış ve raflardaki yerini almıştır. Sağlık açısından oldukça faydalıdır. Tadı ayrana benzer fakat daha ekşi ve keskindir.

Kefir Faydaları Nelerdir?
Probiyotik bir içecek olması kefiri daha da faydalı hale getiriyor. Sağlığa birçok faydası bulunan bu şifalı içecek sık sık tüketilmelidir. Özellikle çocuklara da belli bir yaştan sonra kefir içme alışkanlığı kazandırılarak birçok hastalığa karşı koruma sağlanabilir. Kefir faydalarından bazıları şunlardır:

Yüksek oranda kalsiyum içerir. Yüksek kalsiyum içeriği nedeniyle kemik ve dişlerin yapısını korur. Aynı zamanda dişlerin çürümesini engeller.
İyi bir aminoasit kaynağıdır.
Rahatlatıcı etkiye sahiptir.
Alerjik hastalıklara karşı koruma sağlar.
Sindirim sistemini rahatlatır, bağırsaklara fayda sağlar.
Yüksek miktarda B vitamini içerir.
Sinir sistemi için önemli bir etkiye sahiptir. Stres ve depresyonu önleyici etkisi vardır.
Yapılan bir araştırmaya göre kan basıncını düzenlemeye yardım eder.
Vücudumuz için oldukça büyük önemi olan fosfor mineralini içerir.
İçerdiği fosfor sayesinde hücre gelişimine yardım eder, enerji verir.
Kolesterolü düzenleyici etkisi vardır.
Egzama gibi vücutta çıkan yaraların iyileşmesine fayda sağlar.
A ve D vitamini kaynağıdır.
Göz sağlığını korumaya yardım eder.
Kansızlığı önler.
Probiyotik etkisi nedeniyle bağırsaklarda bulunan zararlı mikroorganizmaların gelişimini ve büyümesini engeller.
Dengeli ve besleyici bir gıdadır.
Yaşlanma etkisini geciktirir ve genç kalmaya yardım eder.
Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Uyku bozuklukları yani uykusuzluğa iyi gelir. Düzenli bir uyku sağlar.
Dikkat eksikliğini önler, odaklanma sorununu azaltır.
Kronik yorgunluğa karşı dinlenmeye yardım eder.
Çağımızın hastalığı kansere karşı da koruma sağlar. Tümörlü hücreleri inhibe eder ve gelişimlerini önler.
AIDS için de faydalı bir içecektir.
Kalp ile dosttur, kalbi korur.
Vücuttaki ödemin atılmasına yardım eder.
Vücutta sivilce oluşumunu önler.
Zeka ve zihin gelişimine yardım eder.
İdrarı sulandırır.
Üreme hormonlarına faydalı etkisi bulunduğu için üremeyi teşvik eder.
Akciğerlere fayda sağlar.
Düzenli kefir tüketimi ile bağırsak bozuklukları giderilir.
Bağırsak hareketlerini teşvik eder.
Sinüzit rahatsızlığına fayda sağlar.
Kadınlarda ve erkeklerde cinsel isteği arttırıcı etkisi bulunmaktadır.
Midedeki şişkinliği azaltır.
İyi bir protein ve magnezyum kaynağıdır.
Gut hastalığına iyi gelir.
Antibakteriyel özelliği vardır.
Kabızlık ve hazımsızlığı önleyici etkisi vardır.
Böbrekleri korur ve safra kesesi hastalıklarına iyi gelir.
Hamilelik sırasında tüketilirse anne ve bebek için yarar sağlar.
Şeker hastalığına iyi gelir, yüksek şekeri düşürür.
Ülsere karşı fayda sağlar.
Birçok rahatsızlığa karşı koruma sağlaması ve birçok hastalığın iyileşme sürecinde rol oynaması nedeniyle çokça tüketilmesi gereken bir içecektir.



Kefir ile Yoğurt Arasındaki Farklar Nelerdir?
Yoğurt ile kefir sütün mayalanmasından elde edilen süt ürünleridir. Fakat kefir yoğurda göre daha fazla sindirimi rahatlatan, vücuda yararlı bakteri içerir. Ayrıca kefir direkt olarak probiyotik bakterileri içerirken yoğurt probiyotik bakteri üretimini teşvik eder. Kefir yeyince direk olarak probiyotik bakterileri vücudunuza almış olursunuz, fakat yoğurt ile sadece bu bakterilerin üretilmesi için vücudunuzu teşvik edersiniz. Bu yüzden kefir tüketmek oldukça önemlidir.

Kefir FaydalarıProbiyotik Nedir? Probiyotik Bakteri Ne Demektir?
Vücudumuzda, özellikle bağırsaklarımızda yararlı ve zararlı bakteriler yaşar. Patojenler olan zararlı bakteriler vücudun dengesini bozar, hastalıklara sebep olur. Probiyotikler olan yararlı bakteriler ise sindirim sistemine fayda sağlar, sindirimi düzenler. Probiyotik bakteriler sindirimi rahatlatır, bağırsak sağlığını düzenler, ishal yada kabız olma durumlarını yok eder. Bağırsaklarda gaz, şişkinlik oluşumunu engeller. Ayrıca bu faydalı bakteriler sayesinde kolon kanseri yada mesane kanseri gibi kanser türlerine yakalanma riski azalır. Çeşitli hastalıklar ve antibiyotik ilaçların kullanımı bağırsak florasındaki yararlı bakterilerin yaşamasını engeller ve faydalı bakterilerin yok olmasına sebep olur. Bu gibi durumlarda probiyotik bakterile içeren yada probiyotik bakteri üretimine destek olan gıdaların, şifalı yiyeceklerin tüketilmesi gerekir.

Probiyotik Besinler Hangileridir?
Kefir ve süt probiyotik bakterileri içeren şifalı yiyeceklerin başında yer alır. Yoğurt ise probiyotik bakteri oluşumunu teşvik eden bir besindir. Ayran ve peynir de bu yararlı bakterilerin oluşumuna fayda sağlar. Kısacası süt de dahil olmak üzere tüm süt ürünleri probiyotik besinlerdir. Pastörize edilerek saklanmamış olan doğal zeytinler ve turşularda probiyotik oluşumu destekler. Ayrıca lahana turşusu da probiyotik oluşuna katkı sağlayan yiyeceklerdendir. Yalnız unutmamak gerekir ki her şeyin fazlası zararlıdır. Bu yüzden probiyotik besinler de aşırı miktarda tüketilmemelidir.

İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya ve Bursa gibi büyük şehirlerde orijinal kefir mayası satan yerler bulmanız ve kefirin faydalarından daha çok yararlanmanız mümkündür.
Kefirin faydaları
Kefir, sağlık uzmanları tarafından içimi sıklıkla önerilen bir içecek. Kefir sadece içiminin verdiği tat ile değil aynı zamanda düzenli içiminden kaynaklanan faydaları ile de oldukça evinizden eksik etmemeniz gereken bir içecek. Kefirin faydaları başlıklı bu yazıda kefirin bilimsel olarak kanıtlanmış faydalarının yanı sıra halk arasında iyi geldiğine inanılan faydalarını listeledik. Yazımızın sonunda kefirin zararları ile ilgili bir bölümde okuyabilirsiniz.

Kefirin bilimsel olarak kanıtlanmış dört faydası
1: Ev yapımı kefir bağışıklık sistemini güçlendiriyor

Düzenli ev yapımı kefir içmenin bağışıklık sistemini güçlendirdiği İrlanda'lı bilim adamlarının kefir üzerine yaptığı araştırmalar sonucu kanıtlandı.
Düzenli içilen ev yapımı kefirin bağışıklık sistemini güçlendirdiği İrlanda’lı bilim adamlarının kefir üzerine yaptığı araştırmalar sonucu kanıtlandı.
Kefirin faydaları
2: Kefir kansere yol açan tümörlere karşı faydalı

Kefir gibi fermente içeceklerin kansere yol açan tümörlere karşı etkili olduğu hayvanlar üzerinde yapılan deneylerle kanıtlandı.
Kefir hücrelerin çabuk yenilenmesini sağlar. Kanseri önleyici besinler arasında yer almasının temel sebebi budur. Kefir gibi fermente içeceklerin kansere yol açan tümörlere karşı etkili olduğu hayvanlar üzerinde yapılan deneylerle kanıtlandı.
Kefirin faydaları
3: Kefirin alerji ve astım üzerindeki etkisi

Düzenli olarak içilen ev yapımı kefirin alerji ve astıma karşı iyileştirici özelliği olduğu bilim adamları tarafından kanıtlandı.
Düzenli olarak içilen ev yapımı kefirin alerji ve astıma karşı iyileştirici özelliği olduğu bilim adamları tarafından kanıtlandı.

4uncu-fayda-kefir-ve-kemik

PAGES: 1 2 3 4 5
“Kefirin faydaları” başlıklı yazıya yapılan yorum sayısı 43 Siz de “Kefirin faydaları” başlıklı yazı için yorumunuzu paylaşın!

Sue - 05 Ekim 2016 at 04:34
Ben 2,5 kiloluk kopegime bir yemek kasigi ev yapimi kefiri her sabah veriyorum. Sirtinda cikan kist kuculup kayboldu. Tuyleri parlamaya basladi epey yasli olmasina ragmen nefesi hic kokmuyor.

Cevapla
selma - 23 Temmuz 2016 at 11:03
Kefirin bu kadar faydalı olduğunu bilmiyordum midemde ve bağırsaklarım da rahatsızlıklarım var kefiri ilk defa dün mayaladım bugün başlıcam inşallah benim rahatsızlık larımada faydası olur

Cevapla
Serhat - 04 Temmuz 2016 at 22:58
Merhaba,
Size iki soru soracağım müsade ederseniz birincisi kefiri evde yaparken günlük pastorize süt kullanabilirmiyiz ikincisi markette satilan kefirlerden hangisini önerirsiniz cevaplariniz benim icin cok onemli teşekkür ederim

Cevapla
Asya - 21 Nisan 2016 at 16:26
Merhaba ben 16 yaşındayım.Market kefiriyle ev kefiri arasında aşırı bir fark var mıdır ? Yanılmıyorsam ev kefirinin tadı biraz garip bu yüzden aromalı seviyorum ama hazır içmek benim için çok mu büyük kayıp?

Cevapla
isik - 21 Mart 2016 at 22:05
Iyi aksamlar. Daha onceden kefir mayam vardi uc senedir dondurucuda beklettim. Cijarip mayaladim kivami iyi fakat tadi biraz garipti. Acab mayam bozulmusmudur . Bimedigim icin musluk suyunda yikadim. Atmam mi gerekiyo mayayi acaba .

Cevapla
kefirci - 03 Nisan 2016 at 19:09
Tadı bir garipse mayanızı yenilemenizi öneririz.

Cevapla
dilek - 22 Nisan 2016 at 13:39
merhaba kefirinizi atmayın. iyice yıkayın ve cam kavonazda 2 gün dinlendirin.. kavonoza 1.5 lt su koyup 4 yemek kaşığı toz şeker ilave edin tahta kaşıkla karıştırıp 3 adet kuru inciri gazlı bezin içine sarıp içine bırakın ve son olarak 1 adet limonu 3 parçaya bölüp suyun içine bırakın tekrar aynı işlemi 2.defa yapıp 2. de afiyetle için.

Cevapla
Hatice - 15 Mart 2016 at 09:32
Merhaba kefir aç kenmi yoksa tokkenmi içilmelidir. Hangisi daha faydalı olur. Teşekkürler

Cevapla
kefirci - 15 Mart 2016 at 14:59
Önemli olan ev yapımı kefir içmek. Açken ya da tokken içebilirsiniz.

Cevapla
Suat T. - 24 Ocak 2016 at 02:53
küçüklüğümden beri çektiğim ürtiker hastalığına bir hafta içerisinde şifa oldu. kronik ürtiker hastalarının mutlaka denemesini tavsiye ediyorum.

Cevapla
Efkan - 14 Haziran 2016 at 08:58
Bende kronik urtilerim siz günde kaç defam içiyordunuz ?

Cevapla
Ömer B. - 24 Ocak 2016 at 01:22
Bir süredir kefir içiyorum uykusuzluk problemime iyi geldiğini söyleyebilirim. Kefiri içip yattıktan sonra mışıl mışıl uyuyorum. Teşekkürler.

Cevapla
Songül S. - 24 Ocak 2016 at 00:39
Kefir içmek hem bana hem de çocuklarıma çok iyi geldi. Paylaşımınız için teşekkürler.

Cevapla
kefirci - 24 Ocak 2016 at 00:51
Songül Hanım biz teşekkür ederiz. Önemli olan ev yapımı kefiri düzenli olarak tüketmeniz bu şekilde mutlaka faydasını görürsünüz.

Cevapla
Ali R. - 23 Ocak 2016 at 12:29
Valla kefirin bilmem kaç çeşit faydası varmış onu bunu bilmem ama kefir mide problemlerime iyi geldi. Her gün değil ancak 2 günde bir mutlaka içiyorum. Evde kendim mayalıyorum.

Cevapla
kefirci - 24 Ocak 2016 at 01:30
Ali Bey, kefirin en büyük yararlarından biri sindirim sistemine iyi gelmesi. Sizin için sevindik umarız diğer faydalarından da yararlanırsınız.

Cevapla
Banu - 12 Ocak 2016 at 17:39
Merhaba iki yıldan beri evde kefir yapıyorum. 2 yaşındaki kızım kefiri çok seviyor .Fazla olan kefiri sudan geçirip sıkarak buzdolabinde muhafaza ediyorum. Ancak son bir haftadır kefirim tutmuyor. Sulu süt gibi bir tadı var. Ne yapacağımı bilemedim?

Cevapla
kefirci - 24 Ocak 2016 at 00:54
Banu Hanım, kefirinizin tadı nasıl? Eğer tadında da bir değişiklik varsa kefir mayanızı değiştirme vakti gelmiş demektir.

Cevapla
ayşegül - 05 Aralık 2015 at 08:49
TüM hamilelik dönemim boyunca bıkmadan seve seve gee sabah aç karnına ve gun ıcınde evde mayaladıgım kefiritükettim ki erken dogum yapmama ragmen (36.hafta) bebegım 3.500 kg boyuda 51 cm dogdu. Bunu tamamen kefire bağlıyorum tabi beslenmeme de çok dıkkat ettım tam 13 kılo Aldım hıc kabız olmadım tum hamılelik surecımde hala da içiyorum herkese tavsıye edıyorum

Cevapla
kefirci - 24 Ocak 2016 at 00:58
Ayşegül Hanım, yazdıklarınız bizi çok sevindirdi. İçtiğiniz kefirler afiyet bal şeker olmakla kalmamış hamilelik döneminizde de size yardımcı olmuş.

Cevapla
Emre - 09 Eylül 2015 at 10:00
Merhaba, yaklaşık 1 sene kadar önce kefir ile tanıştım ve o günden beri kefiri evde yapıp neredeyse hergün içiyorum. Sorum yaptığım kefirin kıvamı ile ilgili, ilk zamanlarda kefir daneleri ve sütü cam kavanoz içinde mutfakta karanlık ve kuytu bir köşede, üzerini bir bezle sarıp bekletiyordum ve ertesi gün hazır olan kefiri süzüp yaklaşık yarım günde dolapta beklettikten sonra tüketiyordum. Fakat zamanla kefir miktarı arttı, her ne kadar etrafımdakilere de dağıtsam da tüketebileceğimden fazla miktarlara ulaştı. Bir miktarını iyice yıkayıp kuruttum ve buzlukta saklamaya başladım.

Yine bu dönemde kefirin oluşumunu yavaşlatmak için buzdolabında mayalanmaya bırakmaya başladım, soğuktan dolayı kefir oluşumu 2-3 günü bulmaya başladı ancak kefir eskisine göre çok daha kuvvetli, daha gazlı, ekşi ve daha sulu bir kıvamda olmaya başladı. Birçok sitede kefirin bu halinin daha sağlıklı olduğunu süt içindeki tüm laktozun tüketildiğini ve kefir danelerinin kuvvetli şekilde probiyotik değeri olarak daha yoğun kefir oluşturduğunu okudum.

Lezzet ve kıvam istediğim gibi değil ama gerçekten daha faydalı ise bu şekilde tüketmeye devam ederim ancak yanlış birşey yapıyorsam da düzeltmek isterim.

Konu ile ilgili yorumunuzu bekliyorum.

Not: Kefir yapımında kesinlikle metal kullanmıyorum, kullandığım plastik huni, plastik süzgeç ve cam kavanozları her zaman şişe suyu ile çalkalayıp kullanıyorum.

Cevapla
kefirci - 11 Eylül 2015 at 02:35
Emre Bey, kefirinizi oda sıcaklığında mayalamanızı öneririz.

Cevapla
NUR - 18 Ağustos 2015 at 10:40
Kefirl bende bu kış tanıştım. Be tanıdığımız köyden getirmişti. Karnıbahar taneleri gibi küçücüktü. İlk zamanlar çok iyi bakıyordum her gün sütünü yeniliyordum. temizliğine önem gösteriyordum. Kışın çok işime yaradı. İlk defa bu kış ben grip olmadan atlattım. Hatta mayıs ayında bi polen alerjimi bile yok etti. Havalar ısındıkça bi rehavet çöktü bana. mayalama işini eskisi kadar düzenli yapmaya,a başladım. Heleki 15 gün tatile gittim. Suyun içinde bıraktım. Ogünden beridir mayalıyor ama taneler çok küçüldü ve eski lezzeti yok. Bide yıkarken musluk suyu kullandım hep acaba bozulmuşmudur?

Cevapla
kefirci - 19 Ağustos 2015 at 11:28
Nur Hanım, kefir mayasının musluk suyu ile yıkanmasını tavsiye etmiyoruz. Kefir mayanız bozulmuş olabilir. Eğer eski tadını alamıyorsanız mayanızı yenilemenizi öneririz.

Cevapla
Umutcan Özbolat - 22 Mayıs 2015 at 21:57
Kefir bir tür ayrandır ekşi sevenler için 2-3 gün arayla mayalarsanız ekşi oluyor ve suyla süzmeden önce bir çay bardağını içine az bir şey katıp cildinize sürebilirsiniz sivilceleri yok ediyor ama az bir şeyde yüzünüzü yakabilir çünkü enfeksiyonları öldürüyor

Cevapla
Ela G. - 13 Mayıs 2015 at 00:08
Kefiri ben de kendim inek sütünden mayaliyorum ve günlük süt olarak aksatmadan içiyorum. Kefir mantar gibi birşey sütü aynı yoğurt mayalarmışçasına mayalıyor. Kabızlık, bağırsak tembelliği, gaz sıkıntısı gibi dertleri olanlara hazımsızlık ve miğde ağrısı olanlara tavsiye ederim içmelerini.

Ayranın bir değişik türü gibi düşünün 😀 Marketlerden almak yerine kendiniz mayalayın derim ben.

Cevapla
Mehmet D. - 13 Mayıs 2015 at 00:00
Ben uzun zamandır Rusya’da yaşıyorum. Kefirle burada tanıştım. Her akşam yatmadan mutlaka içerim ve içimin temizlendiğini hissederim. Herkesin içmesini mutlaka tavsiye ederim.

Cevapla
Ömer Kaan - 23 Nisan 2015 at 17:12
Mide hastalıkları için çok şifalı bir içecek. Üç aydır düzenli olarak kullanıyorum büyük ölçüde midemdeki şikayetlerim azaldı. B vitamini eksikliğimde normale dönmeye başladı. Kefir içmeden önce sürekli B vitamini iğnesi yaptırmak durumunda kalıyordum. Ağrı, şişkinlik, nefes kokusu şikayetlerim de kalmadı artık. Faydalarının yanı sıra tadına da bir kez alışınca sürekli düzenli olarak içesiniz geliyor 🙂

Cevapla
Esra Ş. - 23 Nisan 2015 at 16:59
Merhaba bu bilgilendirici yazı için teşekkürler. Bende bu kadar iyi etkileri olan bir şeyi bundan sonra içmek isterim. Bunun için tavsiye ettiğiniz bir marka var mı?

Cevapla
kefirci - 23 Nisan 2015 at 17:03
Esra Hanım süper marketlerde hatta artık bakkallarda da kefir satılıyor. Ancak bizim herhangi bir marka tavsiye etmemiz etik olmayacaktır. Zaten biz sitemizi kefiri evlerinde kendileri yapmaları üzerine kurguladık. En faydalısı da evde yapacağınız kefir olacaktır. İsterseniz kefir markaları için hazırladığımız yazımızı okuyup kendiniz karar verebilirsiniz. Ancak bizim tavsiyemiz ev yapımı doğal kefir 🙂

Cevapla
Bahar D. - 23 Nisan 2015 at 16:50
Ben günde iki defa kefir içiyorum. Kaç bardak içmeliyiz acaba sizce çok mu, faydasını böyle de görür müyüm?

Cevapla
kefirci - 23 Nisan 2015 at 16:52
Bahar Hanım, sabah akşam kefir içebilirsiniz. Bardağınızın ölçüsünü bilediğimiz için bir şey diyemiyoruz ama 250 ml’lik su bardağı olduğunu farzedersek içtiğiniz kefirin aşırı olmadığını söyleyebiliriz. Afiyet olsun.

Cevapla
Çiğdem P. - 10 Mart 2015 at 23:03
Kefirin faydalarını bilmem ama bana kendimi iyi hissettiriyor. Sanırım bundan iyi fayda olmaz 🙂

Cevapla
Erhan Kadıralı - 28 Ocak 2015 at 21:58
hanım gebe kalamıyor, kefir içsek faydası olur mu?

Cevapla
kefirci - 29 Ocak 2015 at 02:14
Erhan Bey, bu gibi durumlarda bir doktora danışmanız daha doğru olacaktır.

Cevapla
Ayşen Z. - 05 Ocak 2015 at 23:15
Bana kefir içmek için nedene gerek yok ben kefir bağımlısı oldum zaten içmeden duramıyorum.

Cevapla
zain - 01 Eylül 2014 at 01:18
markette satılan kefirler hakkında bilgi verebilir misin onlarda bu kadar etkili mi?

Cevapla
nermin ilker - 06 Ağustos 2014 at 22:07
merhaba ben de dün akşam komşumdan alarak kefir yapmaya başladım. o kefır mayalandıktan sonra süzüp içine su katarak ayran gibi tüketebileceğimi söyledi. bu şekilde de faydasını görür müyüz acaba?

Cevapla
emine - 06 Ağustos 2014 at 22:04
Tam olarak iki yıldır kullanıyorum çok sağlıklı çocuklarıma da içiriyorum çok memnunum.

Cevapla
Deniz Çıp - 05 Ağustos 2014 at 18:08
kefir içtikten sonra bağırsaklarım daha fazla çalıştı. bizi kefirle tanıştırdığınız için teşekkürler.

Cevapla
Ferda Tanış - 16 Temmuz 2014 at 23:54
kefirin diyabet hastalığı için de faydası var mı? varsa ne kadar ve kaç gün kullanılmalı?

Cevapla
Sevil Boyoz - 21 Mayıs 2014 at 14:08
kefir diş çektirdikten sonra ağızdaki yaralara iyi gelir mi?

Cevapla
kefirci - 24 Ocak 2016 at 02:00
Sevil Hanım, kefirin kemiklerin ve dişlerin oluşumu ile sağlıklı dokuların ve kasların gelişimini olumlu yönde etkilediğine dair bulgular var. Yine de bir diş hekimine danışın ama kefir içmekten kimseye de bir zarar gelmez.
KEFİR DİYETİ İLE SAĞLIKLI ZAYIFLAYIN!
İşin içinde kefir olmasa diyet programlarına çok iyi gözle bakmam. Ancak bu sefer diyette kefir var. Kefirin vücudunuza sağladığı vitaminler bu diyeti uygulanabilir kılıyor. Kefirli diyet programı haftada 2 ila 4 kilo verdirmek için tasarlandı. Program vücut temizliği bazlı bir program olduğu için ayrıca sizin tutum ve duygularınızı da etkileyecek.

kefir-diyeti

Yedi günlük diyet planının etkili olmasının nedeni, diyet süresince yediğiniz yiyeceklerin vücudunuza getirdiği kaloriden daha çok kalori yaktırmasına neden olmasından ileri geliyor. Bu diyet planı herhangi bir yan etkiye (dukan diyetinde olduğu gibi) de sahip değil. Diyet programı vücut sisteminizi temizleyecek ve kendinizi daha sağlıklı hissedeceğiniz bir his verecek. Sadece yedi gün sonra kendinizi daha hafif hissedeceksiniz çünkü diyet sonunda 2 ila 4 kilo vermiş olacaksınız.

Kefir diyetinin sıkı sıkıya uygulamanız gereken sadece üç tane kuralı var. Bunlar:

Yedi gün boyunca kesinlikle alkol almayacaksınız.
Her gün 10 bardak su içeceksiniz.
Her gün 500 ml kefir içeceksiniz.
İşte size yedi günde kefir diyeti. (Başlamak için aşağıdaki yeşil butonun üzerine tıklayın.)
1inci-gun-meyve-gunu

PAGES: 1 2 3 4 5 6 7 8 9
“Kefir ile 7 günlük diyet planı” başlıklı yazıya yapılan yorum sayısı 60 Siz de “Kefir ile 7 günlük diyet planı” başlıklı yazı için yorumunuzu paylaşın!

Fatma - 12 Aralık 2016 at 20:09
Ben midemde unser var bana göre bi diyet yazarmisiniz aç karnına mi iciliyo kefir şimdiden teşekkürler

Cevapla
kefirci - 13 Aralık 2016 at 00:17
Merhaba,
oncelikle hastaliginiz icin gecmis olsun. Bu durumda bir doktora gorunmeniz daha saglikli olacaktir.

Cevapla
Naz - 25 Kasım 2016 at 21:51
Merhabalar ben yeni insülün hastası olduğumu öğrendim çok kilo aldım diyeti uygulasam faydasını görürmüyüm

Cevapla
Fatma - 19 Kasım 2016 at 21:53
Öğünlerinizi nazil ayarladiniz? Spor da yaptiniz mi? 2 haftayi geçmiş uygulayali, devam ettiniz mi?

Cevapla
Gumru - 18 Kasım 2016 at 20:25
Gercekten sonuc aldiniz mi?

Cevapla
İsmahan - 15 Kasım 2016 at 16:51
Kırmızı et yerine tavuk balık yesek olur mu

Cevapla
Cihan - 30 Ekim 2016 at 22:56
Harika bir diyet programı. Uygulamanın 6. Günü hazır kefir kullandığım halde 4,5 kilo verdim. Çok mutluyum herkese teşekkürler…

Cevapla
Tuba - 17 Ekim 2016 at 11:49
Bende inş yarın başlayacağım sonucu paylaşırım

Cevapla
D_kalay - 26 Ekim 2016 at 00:10
Diyeti yaptnz mi? Sonuc ne oldu?!?

Cevapla
Gonca - 27 Eylül 2016 at 21:49
Merhaba
Emzirirken yapılıp yapılmayacağı hakkında bilgi bulamadım.
Yapılabiliyor mu acaba?

Cevapla
Funda thea evans - 04 Eylül 2016 at 09:09
Kefir diyeti ile tam 6 kilo verdim ve plato etkisinden çıktım. Cildim de pırıl pırıl

Cevapla
fevziye - 04 Eylül 2016 at 00:49
Yani mesela ilk gün meyve günü ne kadar meyve yiyeceğiz?

Cevapla
fevziye - 04 Eylül 2016 at 00:46
Merhaba , kefir digerine başlamayı düşünüyorum, yazılan tüm soru ve cevapları okudum. Porsiyon miktarı konusunda net anlayamadım. Yazarsaniz sevinirim

Cevapla
Yasemin - 23 Ağustos 2016 at 21:11
Merhaba,internette başka bir konu üzerinde sörf yaparken tesadüfen bu sayfayı ve kefir diyetini gördüm. Kefiri hazır meyveli tüketiyorum,denemekten zarar gelmez dedim. Biraz evde mayalayarak biraz hazır haliyle diyeti uyguladım. Bugün 7.günüm ve ben 3,5 kilo verdim.Yarın sabah muhtemelen yarım kg daha vermiş olacağım. Söylenenlere harfiyen uydum, hiç acıkmadan zorlanmadan günü tamamladım. Bir tek muz günü zor geldi, başım döndü. Karaciğerimde yağlanma olduğu için muz bana yasak. Yorumlarda elmayı sonradan farkettim, Aralıksız 4 hafta bu diyeti uygulasak sorun olur mu, vücut şaşırıp kalori yakmaktan vazgeçer mi ya da bu kadar kefir tüketimi bağırsak florasına zarar verir mi? Teşekkürler.

Cevapla
Mehmet - 22 Ağustos 2016 at 19:00
1.gün sabahtan yatana kadar sınırsız meyvemi muz hariç

Cevapla
Jale KARAHAN - 28 Temmuz 2016 at 14:02
merhaba, belirtilen miktardan fazla kefir içilebilir mi?

Cevapla
kefirci - 01 Ağustos 2016 at 05:07
Jale Hanım, diyetinizin başarılı olması için belirtilen miktardan fazla kefir içmenizi önermiyoruz.

Cevapla
HelinT - 26 Temmuz 2016 at 16:24
merhaba, bugün itibariyle kefir diyetine başladım fakat bazı sorularım olacak; ilk olarak kefiri kendim yapmıyorum hazır alıyorum yine etkisi olur mu? bir diğer sorum ise kefiri meyveli içmek etkisini azaltır mı? ayrıca normalde de çayı ve kahveyi şekersiz içerim ama diyet esnasında da içiyorum bu bir sorun mudur? şimdiden teşekkürler..

Cevapla
kefirci - 01 Ağustos 2016 at 05:10
Helin Hanım, kefiri evde mayalamanızı öneririz. Kefiri meyveli içmek etkisini azaltmaz ancak meyveli kefirlerin içinde şeker ya da tatlandırıcı olduğunu göz ardı etmeyin. Kahve ve çay içebilirsiniz. Çay ve kahve kalori açısından diyetiniz üzerinde çok fazla etkili olmaz.

Cevapla
HelinT - 25 Temmuz 2016 at 15:10
merhaba, benimde aklıma takılan nokta kefiri meyveli olarak tüketebilir miyiz? bir de hazır da evde yapılmış kadar etki eder mi?

Cevapla
Yasemin - 22 Temmuz 2016 at 01:11
Hamileyim bu diyeti yapabilen miyim?teşekkürlrr

Cevapla
Berk - 31 Mayıs 2016 at 17:06
Neler yenecegini tam olarak yazarmisiniz mesala sabah ogle aksam nasil olacak

Cevapla
Duygu - 06 Mayıs 2016 at 18:24
Benim muza alerjim var ve kesinlikle yemem yasak. Muz gününde muz harici ne yememi önerirsiniz?

Cevapla
kefirci - 07 Mayıs 2016 at 05:00
Duygu Hanım, diyeti uygularken eğer muz yiyemiyorsanız yerine elma yiyebilirsiniz.

Cevapla
Fatma - 04 Mayıs 2016 at 18:39
Kefir diyetinde gunluk yememiz gerekenleride yazarmısn

Cevapla
kefirci - 07 Mayıs 2016 at 05:01
Fatma Hanım, yazımızın içinde günlük olarak yemeniz gerekenler yer alıyor. Sorunuzu daha net yazabilirseniz cevaplayalım.

Cevapla
damla - 14 Nisan 2016 at 00:09
Zayiflamak için kefiri ac karna mi tok karna mi icilmeli ?

Cevapla
Sevilay Çetiner - 11 Nisan 2016 at 03:36
Çay kahve tüketebiliyor muyuz?

Cevapla
kefirci - 12 Nisan 2016 at 00:51
Evet şekersiz olmak şartıyla istediğiniz kadar çay ve kahve tüketebilirsiniz.

Cevapla
Sevilay Çetiner - 11 Nisan 2016 at 03:33
Merhaba bu diyeti uygulamak istiyorum biraz daha bilgiye ihtiyacım var mesela meyve kaç tane? Sebze sadece haşlamamı salata vb yiyebilir miyiz? Yağ kullanabiliyor muyuz? Teşekkürler

Cevapla
kefirci - 12 Nisan 2016 at 00:52
Meyve istediğiniz kadar yiyebilirsiniz. Sebze haşlama yemenizi öneririz. Yağ kullanmamaya da dikkat etmelisiniz.

Cevapla
fadime büşra - 24 Mart 2016 at 23:28
KEfiri hergün mü yoksa üç dört kilo birden yapıp mı kullanayım ı

Cevapla
kefirci - 03 Nisan 2016 at 19:09
İhtiyacınıza göre mayalamanız en iyisi. Örneğin dört kişilik bir aile iseniz en az 1 litre mayalayın ki 250 ml olmak üzere yani yaklaşık bir su bardağı her kes içebilsin.

Cevapla
büşra - 21 Mart 2016 at 12:32
merhabalar öncelikle sizi her soruya usanmadan cevap verdiğiniz için tebrik ederim, ve teşekkür ederim.Benim sorum şu;öğrenci yurdunda kaldığım için kendim kefir yapma imkanım asla yok, ev yapımı kefire en yakın kefirin Karayamaya kefir markasına ait olduğunu araştırmalarım sonucu öğrendim siz ne düşünüyorsunuz karamaya kefir ile de bu diyetin üstesinden gelebilir miyim?

Cevapla
kefirci - 03 Nisan 2016 at 19:11
Bizim burada bir marka ismi vermemiz uygun olmaz ancak siz araştırmanızı yapmışsınız zaten 🙂

Cevapla
banu - 19 Mart 2016 at 07:23
Okudugum yorumlardan cok etkilendim. Baska kefir diyeti uygulayan kisiler var mi. Bende baslicam en kisa zamanda ins . Eger baslar ve bitirebilirsem ilk isim buraya yazmak olucak :))))

Cevapla
Sesil - 15 Mart 2016 at 01:27
Merhabalar, verdiğiniz bilgiler için çok teşekkürler. Merak ettiğim konu vejetaryenler bu diyeti nasıl uygulayabilir? Et yerine yumurta/fındık/ceviz vs. yiyerek mi?

Cevapla
elif - 04 Mart 2016 at 09:46
Kefir muhteşem bir besin cildime maskesi de çok iyi geldi ben bugün 4. Günündeyim ve 1buçuk kilo gitti günlük 8 bin bazen 10 bin adım attım yarın protein günü et yerine peynir balık yada yumurta olabilirmi eti sevmiyorum kefiri hayatınızdan asla çıkarmayın ben çocuklarıma eşime ısrarla içiriyorum..

Cevapla
kefirci - 12 Mart 2016 at 02:59
Elif Hanım tebrik ederiz. Maskesi ve kefirin kendisini içmek gerçekten yararlı. Tüm ailenize ve sevdiklerinize içirin.

Cevapla
Durdunaz - 26 Şubat 2016 at 16:15
Peki biz kefir içerken et yemek zorundamıyız

Cevapla
elif - 09 Ocak 2016 at 11:48
Merhabalar, kefir Müthiş bir besin benim merak ettiğim sabah kahvaltıda damı o gün ne varsa onu yiycez birde çabuk kilo veriliyor sonuçta geri hemen almak çok kötü olur böyle bir risk taşıyormu teşekkür ederim..☺️

Cevapla
kefirci - 24 Ocak 2016 at 00:56
Elif Hanım, kefir diyeti ile kilo verdikten sonra kilolarınızı geri alıp almamak tamamen size kalmış. Kefir diyeti ile kilo verdikten sonra verdiğiniz kilolarınızı koruyabileceğiniz bir yeme içme alışkanlığı kazanmanız lazım. Yoksa elbette verdiğiniz kiloları kısa bir süre içerisinde geri alabilirsiniz.

Cevapla
Hilal - 29 Kasım 2015 at 21:49
5. Günü anlayamadım. Et hangi öğünde yenecek?

Cevapla
kefirci - 24 Ocak 2016 at 01:01
Hilal Hanım hangi öğünde yediğiniz önemli değil ister akşam ister öğlen yiyin ancak en fazla iki porsiyon yiyeceksiniz.

Cevapla
Songül S. - 24 Ocak 2016 at 01:19
Bir porsiyonu öğlen bir porsiyonu akşam yesek olur mu?

Cevapla
kefirci - 24 Ocak 2016 at 01:20
Evet Songül Hanım siz cevabı bulmuşsunuz. Elbette olur neden olmasın hem daha hafif olur. Teşekkürler.

Cevapla
yasemin - 06 Ekim 2015 at 21:26
Merhaba, bir sorum olacak 4.gün corba dışında tek yenilecek olan sey muz mudur? Ve 5.gün de tüm gün boyunca iki porsiyon et ve 6 domates ile mi sınırlıdır? Hata olmasın diye soruyorum 🙂

Cevapla
kefirci - 24 Ocak 2016 at 01:14
Yasemin Hanım aynen belirttiğiniz gibi kefir diyetini yaparken dördüncü gün çorba dışında (yağ kullanmayın çorbada) muz yiyeceksiniz. Beşinci gün ise tüm gün boyunca iki porsiyon et 6 domates, bol su ve sabah akşam kefir içeceksiniz. Hata olmasın diye cevaplıyoruz 🙂

Cevapla
Dmt - 19 Eylül 2015 at 18:16
Diyette 3. Gundeyim, diyete başlamadan 68.1 kilo idim, 1. Gün 67.1 geldim,2.Gün 66.8, bakalım ilerleyen günlerde nasil olacak gerçekten diyeti uygularsanız güzel sonuçlar elde edebilirsiniz …

Cevapla
kefirci - 24 Ocak 2016 at 01:15
Demet Hanım, önemli olan kefir diyetinden sonra verdiğiniz kilolarınızı tekrar almamak için yediklerinize dikkat etmek. Yoksa kefir diyeti ile kilo vermek gerçekten kolay.

Cevapla
hande - 28 Ağustos 2015 at 21:42
Benim bebeğim emiyor sütüm azalır mı

Cevapla
Ahmet C. - 16 Temmuz 2015 at 00:57
Şimdi bu diyeti denemiş ve sonucunu almış biri olarak neler yaptığımı size aktarayım. Diyet hiç bir şekilde sizi zorlamıyor. Çünkü gün gün belirtilen meyve ya da sebzelerden istediğiniz kadar yiyorsunuz. Gözünüz aç olsa bile bir tokluk hissi mutlaka oluyor ve zaten fazlasını yiyemiyorsunuz. Aynı şey et günleri için de geçerli.

Diyet tarifinde kesin olarak belirtmemiş ama ben diyet için hazırladığım çorbaya yağ ve tuz da kattım. Son gün yaptığım pilavın içine kavurduğum mantarı da ekledim mesela.

Yedi gün boyunca yaptığım diyet sonunda 86 kilo ile başladığım diyeti 80 kilo ile tamamladım. Diyette dört kilo demiş ama bende nedense böyle oldu. Etkisini çabuk gösterdi her gün hemen hemen bir kilo verdim. Etkisini gösteriyor olması diyete devam etmek için gereken motivasyonu da size sağlıyor. Diyet sonunda göbeğim bile eridi biraz. Hala daha vermem gereken kilolarım olduğundan (78 – 76 arası bir kiloya düşmeye çalışıyorum) bir kere daha tekrar etmeyi düşünüyorum.

Cevapla
umran - 11 Temmuz 2015 at 17:14
merhaba kefir ev yapimi olmazsa da degisen bisey olurmu

Cevapla
kefirci - 15 Temmuz 2015 at 23:40
Ümran Hanım,

ev yapımı kefir ile market kefirleri arasında kalori farkının yanı sıra faydalı bakteri açısından da fark var. Sadece diyet için değil günlük tüketimleriniz için de ev yapımı kefir öneriyoruz.

Cevapla
Ayten - 08 Temmuz 2015 at 11:48
Merhaba diyeti uygulamaya düşünüyorum ama 8. Günden sonra nasıl devam edeceğiz? Yani kiloyu korumak ya da kilo vermeye devam etmeyi nasıl sağlayacağız?

Cevapla
kefirci - 09 Temmuz 2015 at 13:35
Ayten Hanım, kefir diyetini tekrarlayarak kilo vermeye devam edebilir ya da kilonuzu koruyabilirsiniz.

Cevapla
Nazan K. - 07 Temmuz 2015 at 16:41
Merhaba, bugün kefir diyetine başladım. İlk gün için iyi gittiğini düşünüyorum. 7. günü de tamamlarsam benden sağlıklısı olamayacak 🙂 Yarın yiyeceğim yiyeceklerin listesini yaptım bile. 8.günde deneyimlerimi paylaşmak dileğiyle.

Cevapla
kefirci - 07 Temmuz 2015 at 16:43
Nazan Hanım, deneyimlerinizi paylaşmanız dileğimizle. Bol kefirli ve sağlıklı günler dileriz.

Cevapla
Tuba - 17 Ekim 2016 at 11:51
Bu diyeti iki hafta uygulayabiliyormuyuz teşekkürler

Cevapla
Nazan K - 30 Temmuz 2015 at 16:11
Merhaba,kefir diyetimi tamamladığımda tam 2 kilo verdim.Kefir içmeye o kadar alıştım ki sabah ve akşam kefir içmeye devam ediyorum.Sabah kefir içtikten sonra kahvaltı yapmak istemiyorum bile önceden 2 adet tost yesem karnım zar zor doyardı şimdi kefir içip evden çıkıyorum yarım tostu zor yiyorum yarısını da paket yaptırıyorum.Kefir hem enerji veriyor hemde tokluk hissi yaratıyor.Öğle yemeği zamanı geldiğinde yemek yemek canım istemiyor.Daha çok su içmek meyve yemek istiyorum.Midemin küçüldüğünü hissediyorum.Bundan sonra da kefir içmeye devam edicem.Hatta bir ara 3 günlük kefir diyetini yapmayı kafama koydum çünkü kefir gerçekten tok tutuyor.Paylaştığınız bilgiler için teşekkürler.
Kaybolmuş bir içecek: Kefir
Kafkasyada bir parça dana veya koyun şirdeni keçi tulumlarında inek sütüyle maserasyona bırakılarak hazırlanır. Süt çabuk ve spontan olarak koagüle olur. Bundan sonra tulum yeniden doldurularak yeni bir işleme geçilir. Birkaç hafta sonra tulumun iç cidarlarında yavaş yavaş süngerimsi bir kabuk tabakası oluşur. İşte bu kabuk tabakası bölünüp veya kasılıp, sonra kurutularak kefir daneleri meydana getirilir. Danelerin görünüşü sarımsı, küçük, tomurcuğumsudur. Bu daneler kefirin hazırlanmasında maya olarak kullanılmak üzere satılır.

Okuyacağınız bu bilimsel makale Varnalı Dergi’sinin Kasım Aralık 1985’te çıkan 6. sayısından o zaman Yardımcı Doçent Doktor olan Ayhan Temiz’e aittir. Makalenin orjinaline http://dergipark.ulakbim.gov.tr/gidader/article/view/5000041987/5000039514 adresi üzerinden ulaşabilirsiniz.

Bazı Antibiyotiklerin Yoğurt Bakterilerinin Asit Geliştirme Özellikleri Üzerine Etkileri
Yrd. Doç. Dr. Ayhan TEMİZ
H.Ü. Gıda Mühendisliği Bölümü — Beytepe – ANKARA

Sütte antibiyotik varlığı bazı nedenlere bağlı olarak zaman zaman ortaya çıkmaktadır. Sütte bulunması ‘halinde antibiyotikler, yoğurt Ve peynir gibi fermente süt ürünleri teknolojisinde önemli sorunlar yarattığı gibi halk sağlığı açısından da sakıncalar yaratmaktadır. Diğer taraftan sütteki antibiyotik kalıntıları renk maddeleri indirgenme testleri, oanlr bakteri sa_ yrmı gibi süte uygulanan kalite kontrol testlerinin sonuçlarını saptıran önemli etmenler olarak da değerlendirilmektedir.

Sütte Antibiyotik Varlığı:
Bilindiği gibi süt hayvanlarının mastitis ve diğer enfeksiyon hastalıklarının kontrol altında tutulması ve tedavisi amacıyla başta penisilin olmak üzere streptomisin, klortetrasiklin (aure_ omisin), oksitetrasiklin (terramisin), tetrasik-lin gibi antibiyotikler veya bunların uygun karışımları kullanılmaktadır. Ayrıca basitrasin, neomisin, polimiksirt, subtilin, kloromi’setin, novobiosin, kloramfenikol, tyrothrisin de bu amaçla kullanılan antibiyotikler arasındadır (Albright ve ark., 1961; Davis, 1968; Yöney, 1970; Kosikovvski, 1982). ‘Bu antibiyotikler hayvanlara meme, kas, damar, ağız gibi yollarla uygulanabilmektedir. Antibiyotikler, çeşidine ve hayvana uygulanış şekline bağlı olarak beili süreler İçinde süte geçebilmekte ve belli bir sağım sonrasına kadar da sütte yer alabilmektedirler (Lampert, 1975; Kosikowski, 1982). Bu durumda sütün antibiyotik uygulamasını takiben ancak belli bir süre sonunda güvenle kullanılabileceği ortaya çıkmaktadır.
Hayvanların ağız yolu île antibiyotik alımı daha çok antibiyotiklerin yem katkısı olarak kullanılması sonucunda olmaktadır. Yemlerin bozulmasını önlemek, hayvanda süt verimini ve gelişmeyi artırmak veya koruyucu olarak yemleıe belirli oranlarda antibiyotik katılabilmektedir. Bu tür uygulama sonunda süte geçebilen antibiyotik miktarının genelde yok denecek kadar az olduğu yapılan birçok araştırmayla gösterilmiştir (‘Marttı, 1961; Albright ve arık., 1961). Diğer taraftan sütün bozulmasını geciktirmek amacıyla süte direkt antibiyotik eklenmesinin de söz konusu olabileceği ancak bu olaya çok sık rastlanılmadığı bildirilmektedir [Albright ve ark., 1961; Siler ve Anter, 1969; Furia, 1972). Süte antibiyotik gibi koruyucu maddelerin katılması yasalarla da engellenebil, mektedir (Metin, 1977). Ancak buna karşın Polonya’da 1977- 1980 yıllarını kapsayan dönemde gerçekleştirilen araştırmadan elde edilen sonuçlar araştırıcıları, bazı üreticilerin sütü daha dayanıklı’ kılmak için süte penisilin kattıkları düşüncesine götürebilmiştir (Kürek ve ark., 1983).

Sütte Antibiyotik Kalıntı Miktarları:
Sütteki antibiyotik varlığının öneminin kavrandığı birçok ülkede, sütte antibiyotik miktarını belirlemek amacıyla araştırmalara devam edilmektedir. Amerika’da, 1951 – 1960 yıllarını kapsayan 10 yıllık dönemde 768.468 süt örneği antibiyotik içerikleri yönünden incelemeye alın mış ve sonuçta örneklerin yaklaşık % 6’sımn 0,003 – 0,55 lU/ml penisilin içerdiği saptanmıştır (Albright ve ark., 1961). İngiltere ve Galler’de 1961 yılında bu amaca yönelik yapılan bir araştırmada ise 41.721 süt örneği incelenmiş ft/*e bunların yaklaşık % 13’ünürc 0,01 -1,5 lU/ml arasında değişen oranlarda penisilin, % 1’nin ise diğer antibiyotik ya da inhibitor maddeler içerdiği saptanmıştır. Sonuçta sütte en yaygın olarak rastlanan antibiyotiğin penisilin olduğu görüşü ortaya çıkmıştır (Tramer, 1964). İngiltere’de 1971 yılında sütteki antibiyotik insldansı 0,02 lU/ml penisilin düzeyinde ‘% 0-,B – 2,60; 0,05 lU/ml penisilin düzeyinde ise % 0,7-0.9 olarak saptanmıştır (Kosikovvski, 1982). İspanya’nın Kordoba bölgesinde gerçekleştirilen bir çalışmada 323 süt örneği penisilin, streptomisin ve tetraslklin içerikleri yönünden incelenmiş ve sonuçta örneklerin % 15.78’İnde bu antibiyotiklerin ve tammlanamayan diğer inhibitörlerin varlığı belirlenmiştir (Marteaohe, 1975). Yogoslavya’da işletme-lere gelen sütlerin fermente süt ürünlerine uygunluğu açısından yoğurt kültürü kullanılarak gerçekleştirilen !bir araştırmada 199.586 litre süt örneğinden 101.941 litresinin kusurlu fer-mentasyon gösterdiği (titre edilebilir asitlik < 20 SH) saptanmıştır (Popovıc – Vranges, 1979). Polonya’da 1977- 1979 yıllan döneminde incelemeye alınan süt örneklerinde % 5,4-5,7 oranlarında penisilin varlığı saptanmış ve bu oran 1980 yılında % 0,6’ya düşmüştür (Kürek ve ark., 1983). Ülkemizde yapılan bir çalışmada ise, AOÇ Pastörize Süt Fabrikası’na çeşitli yörelerden gelen 103 süt örneğinde, kurumca uygulanan test yöntemiyle, antibiyotik varlığı saptanamadığı bildirilmektedir (Süer ve Anter, 1969).

Antibiyotik Kalıntılarının Fermente Süt Ürünleri Teknolojisinde Yarattığı Sorunlar:
Süte çeşitli nedenlerle bulaşan anî’biyo-tik kalıntıları, gıda endüstrisine teknolojik açıdan değişik sorunlar getirmektedir. Genellikle sütteki antibiyotik kalıntıları yoğurt, peynir, tereyağı ve benzeri laktik asit fermentasyonuna dayanan diğer süt ürünlerindeki yavaş ya da yetersiz asit gelişiminden sorumlu tutulmaktadır (Âlbright Ve ark., 1961; Kosikovvski, 1982). Çok düşük miktarlarda sütte yer alabilen antibiyotikler, fermente süt ürünlerinin üretiminde yararlanılan starter kültürlerin aktivitesini engelleyerek düşük kaliteli hatta bozuk ürün elde edilmesine yol açmakta, sonuçta da ekonomik kayıplar ortaya çıkmaktadır. Antibiyotikler, ürüne işleme aşamasından Önce çiğ sütlere uygulnaan ısıl işlemlerde genellikle bir kayba uğramamakta, ısıya dayanıklılık göstermektedir (Oavis, 1968).

Antibiyotik Kalıntılarının Yoğurt Bakterileri Üzerine Etkileri:
Yoğurt üretimi için gerekli olan LactobaciL lus bulgaricus ve Streptococcus thermophilus antibiyotiklere duyarlılık yönünden ayrıcalıklar göstermektedir. Diğer taraftan, literatürde belli bir test kültürünün aynı bir antibiyotiğe karşı duyarlılık sonuçlarında bile tam bir birlik göz-lenememektedir. Bu durum dilüsyon hatalarından, antibiyotiğin saflık derecesindeki ayrıcalıklardan, kullanılan kültür suşlarının antibiyo-tiğe farklı direnç gösteren Özelliklerde olmasından kaynaklanabilmektedir (Harper ve Hali, 1976).

Streptococcus thermophilus tek başına denendiğinde antibiyotiklere çok duyarlı olan bir bakteridir. Bu nedenle birçok araştırıcı tarafından sütte antibiyotikleri belirleme amacıyla uygulanan çalışmalarda test mikroorganizması olarak Önerilmektedir. Neal ve Calbert (1955J, sütteki antibiyotikleri belirlemek için kullanılan TTC (2, 3, 5 – Triphenyltetrazolium chloride) testinde S. thermophilus’u test mikroorganizması olarak seçmişlerdir. Bu çalışma ile çiğ sütteki 0,04 lU/ml penisilin, 0,2 ujg/ml.aure-omisin, 0,25 jjtg/ml terramisin ve 4,0 (jtg/ml terramisin ve 4,0 y,g/ml streptomisinin beklenebildiği bildirilmektedir. Collins tarafından önerilen Ve S.thermophilus’un test mikroorganizması olarak kullanıldığı yöntemle 0,02 lU/ml penisilin, 0,5 jj,g/ml klortetrasiklin, 6,5 y,g/ml streptomisin, 0,7 p,q/m\ oksitetrasiklin ve 0,9 p,g/ml tetrasiklinin belirlendiği bıldirilmiştir (Marth, 1961). Konecny (1979), yapmış olduğu bir yöntem araştırmasında S. thermophilus T280 susunun penisiline 0,0015-0,015 lU/ml düzeylerinde duyarlı olduğunu saptamıştır. Kanq ve arkadaşları (1979), S. thermophilus ve TTC yöntemi ile sütte 0,03 lU/ml penisilin varlığmı belirleyebildiklerini rapor etmişlerdir. Sozzi ve Smîl’ey (1981), 15 adet S.thermophilus susunun 35 ayrı antibiyotiğe karşı dirençlilik durumlarını ortaya koymak amacıyla yaptıkları araştırmada, bütün suşların 10 jıg/ml aureomisin 0,5 lU/ml penisilin G, 10 jjıg/ml terramisin ve 1 (jsg/ml tetrasikline duyarlı olduğunu saptamışlardır. Mourot ve Loussouarn (1983), yaptıkları bir çalışmada S. thermophilus’un sütteki gelişimi üzerine antibiyotiklerin etkisini incelemişlerdir. Bu çalışma sonucunda ‘0,005 jjtg/ml penisilin (ve ampilisin, 0,25 jag/ml oksitetrasiklin ve klortetrasiklin, 0,05 ^g/ml tetrasiklin, 1.25 y,g/ml dihidrostreptomisin, 0,01 jjg/ml amoksisilin, 0,15 – 0,31 p&/m\ kloksasilin, 2,5 u,g/ml neomisin ve 0,62 jjtg/ml kloramfenikolun, belirtilen bu değerlerin üstündeki düzeylerde sütte bulunmaları halinde pH değerlerini etkiledikleri ortaya konmuştur. Antibiyotiksiz kontrol örneklerine göre yukardaki değerler üstünde antibiyotik içeren süt örneklerinin pH değerlerinde önemli artışlar saptanmıştır. Demî-dova (1983), belli bir S.thermophilus suş’J kullanarak ve metilen mavisi indirgeme testi uygulayarak sütteki inhibitor aktiviteye sahip bazı maddeleri beilrlemek. amacıyla bir çalışma yapmış ve 0,01 IU/ml benzilpenisiin, 30 – 50 p,g/m streptomisin, 1 IU/ml tetrasiklin ve ok-sitetrasiklin, 10 IU/ml oleandomisin ile formalin ve H^’nin belirli konsantrasyonlarının inhibitor etki yarattığını ortaya koymuştur.

Sütte antibiyotik belirlenmesi amacıyla. 0,01 IU/ml penisiline duyarlı olan bir Lactobacillus bulgaricus susunun kullanıldığı hızlı bir test yönteminin geliştirildiği bildirilmektedir (Marth, 1961). Storgards, L.bulgaricus’un faaliyetini engelleyen antibiyotik konsantrasyonunun ‘0,03-0,06 IU/ml penisilin olduğunu, du bakterinin gelişmesini tamamen durduran antibiyotik miktarlarının ise 0,1 – 0,3 IU/ml penisilin ve 0,3-0,5 jig/ml klortetrasiklin olduğun-j belirtmektedir [Yaygın, 1977). Sozzj ve Smiley (1981), inceledikleri 29 adet 1.bulgaricus susunun 10 jjtg/ml aureomisin, 0,5 IU/ml penisilin G, 10 ı^g/ml terramisin ive 1 (jug/ml tet-rasîkline duyarlı olduğunu saptamışlardır. Buldukları sonuçları Reinbold ve Reddy (1975)’nin yapmış olduğu çalışma sonuçlarıyla karşılaştır dıklarında, L.bulgaricus’un,’ antibiyotiklere di-fençli olanlarının sayısında S. thermophilus’un aksine bir azalma olduğunu görmüşlerdir.

Sütte yer alan 0,02 IU/ml penisilinin yoğurt starterlerinin ortak faaliyetlerinde yavaşlamaya yol açtığı, 0,03 IU/ml pensilinin ise aktiviteyî durdurduğu bildirilmektedir (Tramer, 1964). Nikolov (1965), yoğurt kültürü ile yaptığı bir çalışmada sütteki 0,16 IU/ml penisilin ve 1 p,g/ml klortetrasiklin içeriğinin resazurin ve koagülasyon test sürelerinde kontrole göre gecikmeler© yol açtığını bildirmektedir. Hend-rickx ve arkadaşları (1965), sütte penisilin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirdikleri bir araştırmada, kullandıkları yoğurt kültürü aracılığı ile sütteki asit üretimini 1 ve 1,5 saatlik in-kübasyon periyodunda incelemişler ve sonuçta bu yöntemle 0,01-0,05 IU/ml ve 0,01 -0,03 IU/ml penisilin saptamışlardır. Frank (1965), bir yoğurt kültürü ile yaptığı çalışmada, süt örneği 0,03 IU/ml veya daha fazla miktarda penisilin ya da bunun eşdeğeri bir inhibitör içeriyorsa kullanılan kültürün deney koşullarında inhibe olacağı görüşünü ortaya koymuştur. Penisilin, foasitrasin ve tyrothrisinin yoğurt bakterilerinin ortak faaliyetleri üzerine etkilerini inceleyen Yaygın (1977), 0,008 IU/ml penisilin, 0,1 |xg/ml basitrasin ve 0,08 p,g/ml tyrothrisinin, yoğurt bakterilerinin ortak faaliyetini engellediğini bildirmektedir. Yine aynı çalışma ile penisiline karşı S. therm oph il us’un L. bulgaricus’tan, basitrasin ve tyrothrisine kar. şı ise L.bulgaricus’un S. thermophilus’dan daha duyarlı olduğu ortaya konmuştur. Sütteki antibiyotiklerin belirlenmesi amacıyla yapılan yoğurt testinde, asit tîtrasyonu İle 0,1 IU/ml, litmus milk’deki renk değişikliği ite 0,03 IU/ml penisilin saptanabildiği bildirilmektedir (Maeck, 1970). Cogan (1973), yoğurt ve peynir yapımında kullanılan starterlerin antibiyotiklere duyarlılığı konusunda yaptığı bir çalışmada, yoğurttan izole ettiği 6 adet laktik asit bakteri susunda %50 inhibisyona yol açan antibiyotik konsantrasyonlarını 0,009 – 0,035 pg/ml penisilin, 0,20-0,60 {ig/ml tetrasiklin hidroklorid ve 1,60-13,0 jjtg/ml streptomisin olarak saptamıştır. Yoğurttan izole edilen bakterilerin strep. tomisine oldukça dirençli olduğu ancak basillerin koklara göre daha duyarlı bulunduğu bildirilmektedir, Bu nedenle bu antibiyotiğin sütte yüksek düzeylerde bulunması halinde yoğurt bakterilerinin dengesinin bozulacağına değinilmektedir. Çeşitli antibiyotiklere duyarlıkları yönün-6 ticari peynir starteri ve 5 ticari yoğurt starterî üzerinde yapılan bir çalışmada İse yoğurt starterlerinin asit üretiminde ‘% 20-50 azalmaya yol açan penisilin düzeylerinin 0,008 ve 0,08 IU/ml arasında olduğu belirlenmiştir (Waes ve Naudts, 1979). Jurdi ve Asmar (1982), ülkelerindeki yerel Lübnan yoğurt kültürünün (laban) sütteki antibiyotikleri saptamaya uygunluğunu belirlemek amacıyla yoğurt oluşumunu dikkate alarak bir çalışma yapmışlardır, Bu yöntemle sütte minimum olarak 0,005 IU/ml penisilin, 0,05 – 6,5 p;g/ml oksltetrasik-!ln, 10 jıg/ml kloramfenikol, 1 y,g/ml streptomisin ve dihidrostreptomisin’i belirleyebildiklerini bildirmişlerdir.

kefirci Leave a comment
10EYLKefir içmek obeziteyi önlüyor
Bilimsel araştırmalar, süt ürünlerinden alınan kalsiyumun, kalsitrofik hormonları baskılayarak yağ depolarını azaltıp zayıflamaya yardımcı olduğunu gösteriyor. Sabah gazetesinden Selahattin Dönmez’in haberine göre süt ürünleri tüketildikten sonra hücrelere giden kalsiyum yağ asitlerini sentezleyen mekanizmaları baskılıyor ve böylelikle fazla kiloların önüne geçilmesine yardımcı oluyor.

Ayrıca çeşitli sebzelerden elde edilen turşu, yoğurt veya kefir, soya ürünlerinden elde edilen tofu, tahıllardan yapılan boza, tarhana ve kurut; fermente yiyeceklere en güzel örneklerdir. Bilimsel araştırmalar; laktik asit bakterileri tarafından fermente olan süt ürünlerinin tansiyonu düzenlediği, kolon kanseri riskini azalttığı, fermente edilmiş kırmızı pancar gibi sebzelerin tümör hücrelerinin oluşumunu önlediği, lahana turşusunun mide kanseri riskini azalttığı yönünde bilgiler yayınlamıştır.
Kefir nasıl yapılır? Resimli kefir tarifi
Bu rehber sayesinde

kefir nasıl yapılır?
evde kefir nasıl yapılır
evde nasıl kefir mayalanır
kefir mayalama işlemi
kefir tarifi
gibi sorularınızın cevabını bulacaksınız.

KEFİR NASIL YAPILIR SORUSUNUN CEVABINI DÖRT ADIMDA ANLATTIK
Kefir yapımı tıpkı yoğurt gibi oldukça basit bir işlemdir. Ancak mayalama yöntemi ile kefir yapmak pek bilinmediği için yoğurt kadar evlerde yapılmaz. Kefirin tarifi de tıpkı yoğurt gibi mayalama usulüne dayanır. Kefiri hazırlamak için sütün ideal ısısı 5 ila 20 derece arasında (oda sıcaklığı) olmalıdır. Aynı şekilde kefir mayaları yani taneleri ile sütün ısısı da birbirine yakın olmalıdır.

×İlgili ürün: Doğal Kefir Mayası
Eğer 24 saatlik bir kefir yapıyorsanız kavanozun alt kısmında su birikmesi olmaz ancak 48 saatlik bir kefir yapıyorsanız kavanozun alt kısmına su çökecek kefir, üste çıkacaktır. Aynı anda iki kavanozunuz var ve 48 saatlik kefir yapıyorsanız ve hangi kavanozu içmeniz gerektiğini hatırlamıyorsanız kefir kavanozunun altında biriken sudan anlayabilirsiniz.

24-saat-kefir

Kefir mayasının / tanelerinin zarar görmesini istemiyorsanız kavanozu sıcak suyla yıkadıktan sonra kefir tanelerini içine hemen atmayın kavonuzun soğumasını bekleyin.

İşte size bir kaç basit adımda kefir yapımı. (Başlamak için aşağıdaki yeşil butonun üzerine tıklayın.)

1inci-adim-kefir-mayasi-cam-kavanoz

PAGES: 1 2 3 4 5 6
“Kefir nasıl yapılır? Resimli kefir tarifi” başlıklı yazıya yapılan yorum sayısı 65 Siz de “Kefir nasıl yapılır? Resimli kefir tarifi” başlıklı yazı için yorumunuzu paylaşın!

Gizem - 08 Aralık 2016 at 21:33
Ben kefir mayalamaya yeni başladım. Daha önce çevremde kefir yapanlara da sorular yönelttim.Ancak kafamda soru işaretleri var. Öncelikle sizin yazınızda kavanoza önce kefir mayası, daha sonra süt eklenmesi gerektiği yazıyordu. Ancak be önce kavonoza süt koyup daha sonra içine mayaları atiyordum. Bi durum kıvamıni yada tadını etkiler mi? Açık süt aldigim için öncelikle sütü kaynatıp soğumaya bırakıyorum ve serçe parmagimla ısısını kontrol edip,parmağımi ısıracak isidaysa mayayi atiyordum.Oda sıcaklığında olmuyor bu aşamada. Bu durum kefirimle ilgili olumsuzluk yaratır mı? Mayalarken kavanozun kapağı yerine kagit havlu kapatmanın ne gibi bir faydası var? Buzdolabında muhafaza ettiğimiz maya tanelerini süt içinde mi, yoksa su içinde beklemek mi daha uygundur? Hangi saklama yönteminde daha uzun dayanır ve buzdolabının Soğutucu kısmında maksimum kaç gün dayanır? Ben 48 saat bekletmeme rağmen çok yoğun ve ekşi olmuyor. Sorularımı yanitlarsaniz çok sevinirim. Şimdiden teşekkürler.

Cevapla
Arzu - 30 Kasım 2016 at 06:06
Merhaba, benim mayaladigim kefir surekli yogurt kivaminda oluyor. Sutumu mahalle sutcusunden gunluk ve yagli sut olarak aliyorum. Ayrica kefir mayam hic cogalmiyor. Aldigim sekilde kaliyor. Normal bir seymi bu? Tesekkurler.

Cevapla
acar - 07 Ağustos 2016 at 13:11
Kefirimiz acı oluyor neden acaba?Hem de içilemeyecek kadar.Hata mı yapıyoruz?Yada nerde hata yapıyoruz.

Cevapla
kefirci - 08 Ağustos 2016 at 15:41
Kefirinizin tadı ekşi oluyorsa mayalama sürenizi azaltabilirsiniz. İkinci bir neden ise eğer acı oluyorsa kefir mayanızı değiştirmenizi öneririz.

Cevapla
hanife - 12 Temmuz 2016 at 09:04
Merhaba kefir mayamla koyu ayran kıvamı kefirim oluyordu fakat son yaptığım kefirde uzama oldu sizce kefir mayam bozulmuşmudur ve yaptığım kefir zararlımıdır lütfen cevapppppp….

Cevapla
Serhat - 04 Temmuz 2016 at 22:03
Merhaba,
Kefir yaparken markette satilan pastorize günlük sutlerimi kullaniyoruz birde market Kefir lerinden hangi markayı önerirsiniz cevabınız için teşekkür ederim

Cevapla
geist - 21 Mayıs 2016 at 18:59
ben marketten aldığım toz maya ile 3 lt sutu mayalıyorum ve bu mayadan bir miktar (damızlık mı denilir) ayırıp tekrar bir sonraki 3 lt sutu mayalıyorum. tadı kefir fakat 5-6 mayalamadan sonra tadı yoğurdu andırıyor ben bu yöntemle ne mayalamış oluyorum kefir mi değil mi. yanıtınız icin simdiden teşekkür ederim.

Cevapla
kefirci - 22 Mayıs 2016 at 02:53
Merhaba, kefirden kefir mayalayamazsınız. Kefir mayalamanız için kefir mayasına ihtiyacınız vardır.

Cevapla
ufuk - 14 Mayıs 2016 at 21:21
toz kefiri aldı sizden aktif ettin ancak fındık tanesi kadar bir taneyi bir litre süte mayaladım 24 saat beklettik ancak yine aynı süt gibiydi yani sanırım mayalayamdık. şimdi bu böyle içilir mi yoksa aynı şekilde biraz dahamı bekleteyim yardımcı olursanız sevinirim

Cevapla
kefirci - 19 Mayıs 2016 at 02:39
Öncesinde mayayı aktifleştirdiniz mi? Tekrar mayalayın ve 24 değil de 48 saat kadar bekletin.

Cevapla
Sare - 04 Mayıs 2016 at 16:54
Merhaba. Ben kefir mayalamaya yeni başladım. İlk kez dün mayaladım. 24 saatte çok güzel ekşi bir tadı oldu. Çok beğendim. Sizlere bir kaç sorum olacak, cevaplayabilirseniz çok sevinirim. Bazı konularda emin olamadım doğru mu yapıyorum. Birincisi ilk kez yağsız sütle yaptım dediğim gibi çok güzel oldu ama bugün yarım yağlı süt ile yaptım bu mayaya zarar verir mi?
Her mayalamadan sonra mayamızı yıkamalımıyız. Mayanın bakımı nasıl olmalı.
Ve en önemlisi ben Kıbrıs da yaşıyorum bugünlerde bile hava sıcaklığı 34 dereceye ulaştı. Yazda nerede myalamalıyız, buzdolabına koymak daha doğru olur mu, dışarda mayalarsak süt bozulmaz mı.
Şimdiden cevaplar için çok teşekkürler. Birde 1lt süte ne kadar maya konmalı.

Cevapla
kefirci - 07 Mayıs 2016 at 05:05
Sare Hanım, kefirinizi mayalarken yağsız, yarım yağlı ya da yağlı süt kullanabilirsiniz. Önemli olan sütünüzün günlük olması karton kutularda satılan sütleri tercih etmeyin. Mayanıza sütün yağ oranı zarar vermez ancak kalitesi verir.

Her mayalamadan sonra mayanızı yıkamaya gerek yok. Eğer uzun süre kullanmayacaksanız mayanızı yıkayıp öyle saklayın. Uzun süre kullanmadıktan sonra kullanmaya karar verdiğinizde yine saf suyla yıkayın.

Süt fermente olacağı için sütün bozulması gibi bir durum olmaz. Eğer buzdolabına koyarsanız mayalama işlemi gerçekleşmez.

1 litre süte ne kadar maya koymanız gerektiğini deneme yanılma yöntemi ile kendiniz çözebilirsiniz. Eğer yoğun kıvamlı bir kefir istiyorsanız mayayı fazla koyun ve mayalama süresini uzatın (48 saat gibi).

Cevapla
Sevinc - 25 Nisan 2016 at 03:16
Merhaba yaklasik 3 aydır kefirimi kendim mayaliyordum her turlu sütten çok iyi sonuçlar aldım kefirlerim büyüdü irilesti yaklaşık 750 ml süte hemen hemen her gün mayaliyordum mayalamadigim günlerde ise ufak su dolu bi kaba koyup dolapta bekletiyordum ağzı kapalı veya açık, ortam karanlık ya da aydınlık farketmiyordu fakat son 4. Veya 5. De kıvam tutmuyor tadında sıkıntı yok fakat kıvam ayran gibi 24 saatten fazla beklettim çok keskin oldu fakat kıvam yine aynıydı koyulasmamisti acaba kefirlerim bozuldu mu

Cevapla
Hakan - 22 Nisan 2016 at 00:04
Merhaba,
Ben sütü çiğ olarak çiftlikten alıyorum. Süt kavanozda oluyor kefir tanelerini sütün içine koyuyorum ve hafifçe karıştırıyorum. Doğru mu yaptığım acaba?

Cevapla
kefirci - 23 Nisan 2016 at 05:29
Sütünüzü çiftlikten almanız harika keşke herkesin çiftlik sütüne erişimi olsa. Kefir mayalama yönteminiz doğru ancak biz çiğ sütten kefir yapımını önermiyoruz. Sütün mutlaka pişirilmesinin pratikte daha doğru olduğunu söyleyebiliriz.

Cevapla
Hüsamettin Etingün - 18 Nisan 2016 at 18:22
ben uc aydan beri evde kefir yapıyorum fakat mayaladıktan sonra 24 saat bekledikten sonra kefir adeta kopuruyor ve tadı cok ekşi oluyor nedeni ne olabilir

Cevapla
Ufuk - 16 Nisan 2016 at 23:45
Benim kefir’im nerdeyse yoğurt kıvamında oluyor. Sebebi nedir?

Cevapla
kefirci - 18 Nisan 2016 at 01:46
Yoğurt gibi kıvamlı bir kefir elde ediyorsanız kullandığınız kefir mayanızı azaltın ve 24 saatlik bir kefir mayalayın. Kefirinizin tadında bir bozukluk yoksa ve mayalama sürenizden memnunsanız böyle de devam edebilirsiniz.

Cevapla
zehra - 07 Nisan 2016 at 12:04
Merhabalar ben anlayamiyorum.normal kefiri maya olarak kullanamaz miyiz? Kullanamiyorsak neden? Mesela sizden tek seferlige mahsus maya alip sonradan yaptigimiz kefirir maya olarak kullanabiliriz

Cevapla
kefirci - 07 Nisan 2016 at 21:48
Zehra Hanım, kefir ve yoğurt kimyasal olarak bir birinden farklı olduğu için kefiri kefirle mayalayamazsınız kefir mayasını her defasında kullanmanız gerekir.

Cevapla
engin - 10 Mart 2016 at 22:51
merhaba ben kefiri yeni duydum
ilk sorum 14 aylık bir cocuğum var ona verebilirmiyim
birde marketlerde hazır kefir satılıyor tavsiye edermisiniz.

Cevapla
kefirci - 12 Mart 2016 at 02:58
Engin Bey, evde yapılan turşu gibi düşünün kesinlikle evde yaptığınız kefir de böyle daha faydalı. Market kefirleri kültürden yapılıyor siz ise mayasından yapacaksınız evinizde. Bebek ve çocuklarda kefir kullanımının bir zararı olmasa da biz direk bir öneride bulunamayız en iyi cevabı doktorunuzdan alabilirsiniz.

Cevapla
seven - 14 Şubat 2016 at 13:30
Birde kefir mayasını dondurucuda ne kdr saklayabilirim ve dondurucudab cıkarıp cozunen maya tekrar dondurulabilir mi?

Cevapla
kefirci - 15 Şubat 2016 at 22:30
Kefir mayanızı dondurduktan sonra biz beş ay içerisinde kullanmanızı öneririz. Mayanızı çok sık dondurup daha sonra tekrar kullanmanızı ise önermiyoruz.

Cevapla
seven - 14 Şubat 2016 at 13:27
merhaba bana kefir mayasını güvenilir bir arkadasım sehir dısından yolladı. buzlukta dondurulmus kefir mayası 3-4 gunde sütün içinde elime ulastı.hatta süt ayran gibi olmustu.kefir taneleri mayalamıstı sanırım sütü. mayalar aksam elime ulastı mayayı ıcme suyuyla yıkadım bir güzel rengi fln iyi duruyordu. 1 bardak sute attım mayayı agzını kapatıp mayalamaya bıraktım. 40saat sonra actım kıvamı yogurttan cıvık bir kıvamdı ve eksiydi. mayalarımın rengi bana bu kez sanki hafif bir sarı gibi geldi bana emin olamadım ortam ısıgından mı oyle gözüküyordu. acıkcası onceden 3 kez fkefir yaptıgım icin bozulan mayayı ayırt edemiyorm. kefirimin kokusu mayamın kokusu normaldi. kefir tanelerimi yıkadıgımda uzerinde oyle coook hafif bir yapıskanlık vardı bende bunu kefir yogurdunun bualsmasına bagladım.ama dogru bi yorum mu bilmiyorum. simdi daha fazla süte atıp tekrar mayalama islemine aldım ama emin değilim mayam bozulmus mudur?bozuldugunu nasıl anlarım? bu mayalamadan olan kefiri de içtim sakıncası olur mu? lütfen yardımcı olmanızı bekliyorum?

Cevapla
kefirci - 15 Şubat 2016 at 22:31
Mayalama işlemi bittikten sonra tadına baktınız mı? Eğer kefirinizin tadında bir anormallik yoksa kefir mayanız bozulmamıştır.

Cevapla
Ersin Enes Erdoğan - 28 Ocak 2016 at 09:25
Meraba ben kefir mayaladım olmadı ne yapayim kefiri nerde muhafaza edeyim suyun içinde mi kuru yerdeki

Cevapla
kefirci - 09 Şubat 2016 at 20:53
Ersin Bey, kefiri mayaladım olmadı derken biraz daha detaylı bilgi verebilirseniz yardımcı olalım. Örneğin kullandığınız kefir mayası, sütün sıcaklığı vd. bilgileri de yazarsanız daha çözüm odaklı bir cevap verebiliriz.

Cevapla
ziya - 22 Ocak 2016 at 11:10
bir mayayla kaç defa kefiryapılmalıdır

Cevapla
kefirci - 24 Ocak 2016 at 00:53
Ziya Bey, mayanıza göre değişir. Kefirinizin tadında bir değişiklik yoksa mayanızı kullanmaya devam edebilirsiniz.

Cevapla
Sibel - 06 Ocak 2016 at 12:57
Bende ilk kefiri yaptim dun oglen 1 gibi bugun yine ayni saatlerce actim ama oyle topak topak olmamisti sadece kivami koyulasmis nedebln acaba

Cevapla
kefirci - 24 Ocak 2016 at 00:57
Sibe Hanım, topak topak olmayacak zaten kıvamı koyu bir süt gibi olacak.

Cevapla
ozlem - 22 Ekim 2015 at 10:44
kusura bakmayın ama havaya atılan 28 tl oldu 🙁 endanem kuru kefiri aldım, içinde yazılanların harfiyen hepsine uydum ama sonuç tam bir fiyasko süt oldu yoğurt gibi bişey ve üzerinde tanecik filanda kalmadı. yazıkkkk verilen paraya malesef………….

Cevapla
kefirci - 24 Ocak 2016 at 01:10
Özlem Hanım merhaba, kefirinizi yapamadığınız için üzüldük. Biz kendi evimizde de Endanem kefir mayasını kullanıyoruz (ülke dışına taşındım bir süre önce ve kefir mayasını taşındığım ülkeye sokmanın tek yolu kurutulmuş kefir mayası kullanmaktı). Biz gayet memnunuz ayrıca site üzerinden yaptığımız 300’ün üzerinde satış var bu satışlardan da herhangi bir olumsuz geri bildirim almadık. Siz bir şeyleri yanlış yapmış olabilirsiniz. Tanecikler üzerinde değil mayalanmış kefirin içinde olacak. Keşke 24 saat yerine ilk yapımda 48 saat bekleseydiniz.

Cevapla
ozlem - 20 Ekim 2015 at 14:58
Merhabalar,
Bugun aktardan Endanem kuru kefir mayası aldım. Sormak istediğim konu; bu mayayı ılık sütle mayalayın diyorsunuzya oda sıcaklığında beklemiş bir sütmü olacak yoksa yoğurt mayalar gibi sütü kaynatıp parmağımızı yakmayacak ısıya geldikten sonramı mayalayacağız kefirimizi ?
Teşekkürler….

Cevapla
kefirci - 24 Ocak 2016 at 01:11
Sütün dda sıcaklığında olması yeterli. İlk yapımda 24 saat yerine 48 saat mayalama yaparsanız daha verimli bir sonuç alabilirsiniz.

Cevapla
zübeyde - 12 Eylül 2015 at 12:08
ben bir yıldır kefir mayalıyorum ancak şimdilerde kefir mayam tamamen bitti acaba maya olarak daha önce yaptığım kefiri kullanabilirmiyim

Cevapla
kefirci - 14 Eylül 2015 at 20:53
Zübeyde Hanım, kefirden kefir mayalayamazsınız. Kefir mayasına ihtiyacınız olacaktır. Kefir mayanızı yenilemenizi öneririz.

Cevapla
memoli - 07 Ağustos 2015 at 23:44
Mayalarken , 24 ve 48 saatler sonra pH sını ölçmüşler mi hiç kefirin.. Ne olmalı pH spektrumu?
Başka ne gibi kontroller yapılır kefir üretiminde?
Torku kutu süt ile başarılı sonuçlar ama , Tek süt mis süt gibi diğerlerinde beğenmedim. Açık köy sütlerinde de fazla yağlı olunca vahim sonuçlar alınıyor. Bazı sütlere de sanırım karbonat katıyorlar.
Soru: Güvendiğim (inekten kendi önümde sağılan) süte hiç kaynatmadan mayalamada güzel sonuçlar alıyorum ama bunun riskleri olabilir mi?
Bu aralar hava çok sıcak olduğu için kefire ara verdim. 25 derecenin ,hele hele 30- 35 üstünde tad bozulmaya başlıyor.

Cevapla
kefirci - 13 Ağustos 2015 at 23:08
Kefir yapımı için bizim önerdiğimiz süt marketlerde cam şişeler içerisinde bulabileceğiniz günlük olarak satılan sütler.

Cevapla
Hayriye saricaoglu - 03 Ağustos 2015 at 01:57
Merhabalar…uzun bir süredir kefiri evde hazirliyorum. Ben her sefer kefir mayasini ayirmadan ayni kavanoza sut ekleyip mayalanmasini bekliyorum.giderek yogurt kivamini aldi ve artik maya tanecikleri yok .kavanoza bulasmis kefir kalintisina yine sut ekleyince yoğurt kivaminda oluyor, kasikla yenilebiliyor.tabi yoğurt tadinda degil.Bu hazirladigim da kefir olmus oluyor mu merak ettim . Bu arada yillar once egede tanidigim yasli bir teyze de yogurt kivaminda kefir hazirliyordu..

Cevapla
kefirci - 03 Ağustos 2015 at 18:01
Merhaba Hayriye Hanım,
Kefir yapmak için kefiri mayaladığınız kavanozunuzu iki, üç yapımda bir yıkamanızı ve uzun süredir kullandığınız kefir mayanızı yenilemenizi öneririz.

Cevapla
asli gok - 18 Haziran 2015 at 19:16
Merhaba, 24 saat mayalanan kefir kilo verdirirken 48 saat mayalanan kefir kilo aldırıyor seklinde okudum . Dogru mudur? İzmir’de Ege Universitesi Ziraat Fak. artık kefir satmıyor, sizden maya satın alabilir miyim?

Cevapla
kefirci - 22 Haziran 2015 at 14:20
Aslı Hanım, 48 saat mayalanan kefirin kalorisi daha yüksek olabilir ancak bu kilo aldırdığı anlamına gelmez. Kefir ile kilo vermek isterseniz kefir diyeti sayfamıza mutlaka göz atın.

Kefir mayası almak için http://kefirci.com/urun/kuru-dogal-kefir-mayasi sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Cevapla
Nesrin - 15 Nisan 2015 at 01:51
Merhaba ben kefir i ilk kez duydum ne amaçla kullanılır acaba

Cevapla
kefirci - 15 Nisan 2015 at 17:31
Nesrin Hanım,

Kefir ayran gibi bir içecektir. Kullanımı özel bir amaca hizmet etmez ancak bunun yanında düzenli içiminin bilimsel olarak da kanıtlanmış bir çok faydası vardır.

Cevapla
zührenaz - 25 Mart 2015 at 06:42
Zührenaz,25mart.kefiri daha önce de duymuştum ama bir türlü mayayı tedarik edemiyom biri bana gönderirse çook duacı olurum

Cevapla
Gülcan - 04 Mart 2015 at 16:25
Merhabalar. Bir arkadaşım bana kefir mayası verdi. Hemen eve gidip mayalamaya imkanım olamayacağı için akşamdan dondurmuş.bana geldiğinde hala çözünmemişti. Bir kaç saat ssonra eve gider gitmez Buzu çözülmüş mayayı ılık mayayı oda sıcaklığında süte atıp mayaladım. 10 saat ağzı tülbentle kapalı bir şekilde durdu,süzdüm.fakat kıvamı yeterince koyu değildi.Acaba Buzu çözüldükten sonra yeterince aktifleşmemiş oolabilir mi. Bu 3.mayalamam hala istediğim kıvamda değil. Ne yapmalıyım? Bir de mayayı süzüp aldıktan sonra küçük bir cam şişeye koyup üzerine kaynamış soğumuş su koyup saklıyorum. Çıkarıp mayalarken önce mayanın fazla suyunu döküp sadece mayayı süte katıyorum.İçinde beklediği suyu ssüzmek yanlış olur mu?
Son olarak benim mayam küçük boncuklar şeklinde.sizin resimlerdeki gibi bir arada değiller. Süzekte ayrı ayrı duruyorlar. Normal mi? Bütün faydalı bilgileriniz için teşekkürler.

Cevapla
kefirci - 04 Mart 2015 at 21:46
Gülcan Hanım,

Kefir mayasını özellikle aktive etmek için 10 saatten fazla mayalamanız gerekir. Kefirinizin koyu kıvamlı ve ekşi olmasını istiyorsanız 48 saat, ayran kıvamı için ise 22-24 saat mayalamanız gerekir.

Kefirinizin tadında bir anormallik yoksa kefir mayanızın şeklinin çok önemi yok.

Bol kefirli günler dileriz.

Cevapla
Celal D. - 02 Mart 2015 at 21:40
Ben kefiri plastik kap içerisinde mayalıyorum illaki cam kavanoz içerisinde mi yapmak gerekir?

Cevapla
Soner K. - 08 Ocak 2015 at 21:25
Merhabalar bir şey sormak istiyorum. Kefiri mayalarken dışarıda kaç saat bekletiyorsunuz? Bir de mayanın sağlam ya da bozuk olduğunu nasıl anlarım benim ikinci kez oldu kefir tutmadı yani boza kıvamında olmadı acaba maya mı bozuldu?

Cevapla
kefirci - 08 Ocak 2015 at 21:29
Merhaba, kefiri 48 saat mayalamanızı öneriyoruz. Eğer tadı çok sert geliyorsa 24 saat mayalayabilir ve fermentasyon süresini yavaş yavaş arttırabilirsiniz.

Mayanızın bozulduğunu sanmıyorum. Bazen kefir tohumlarının aktive olması zaman alabilir.

Cevapla
Deniz Karagül - 07 Eylül 2014 at 23:35
Kefirin kıvamı nasıl olamalı? Bu işte daha acemiyim ve inanın kıvamının nasıl olması gerektiğini bilmiyorum. Mayaladığım ilk kefir ayrandan biraz koyu, süzme yogurtdan ise biraz daha cıvık oldu, Şimdi yaptıklarım ise yine ayran gibi oluyor. Yardım edebilir misiniz?

Cevapla
kefirci - 08 Eylül 2014 at 23:39
Merhaba, kefirin kıvamı kaç saat mayalandığından kullandığınız süte kadar ve kefir mayasının miktarı gibi farklı nedenlerle değişebilir. Kıvamını mayalama sırasında deneyim kazanarak ayarlayabilirsiniz. Eğer hala istediğiniz kıvamı tutturamadıysanız mayalama saatlerini artırın.

Cevapla
zubeyde - 24 Ağustos 2014 at 19:44
Harika. Hemen yapmaya baslicam

Cevapla
kefirci - 29 Ocak 2015 at 02:13
Yorumunuz için teşekkürler.

Cevapla
Batuhan Sarı - 12 Ağustos 2014 at 23:58
Bilmeyenler için gerçekten güzel bir nasıl yapılır yazısı olmuş. Teşekkürler.

Cevapla
adem - 06 Ağustos 2014 at 22:10
bende kefir mayası arıyorum. benimle paylaşabilecek birisi var mı?

Cevapla
ali ihsan - 06 Ağustos 2014 at 22:09
Kefir mayası paylaşabilecek arkadaşlar varsa evde kefir yapmak istiyorum. Teşekkürler.

Cevapla
Ali Arslan - 04 Ağustos 2014 at 22:11
Sayın Kefirci ben kefir mayası istiyorum size nasıl ulaşabilirim?

Cevapla
Defffnee - 16 Temmuz 2014 at 23:58
Kefiri yaptıktan sonra süzmeden 2 – 3 hafta arası buzdolabında beklettim kefir mayası bozulmuş mudur?

Cevapla
kefirci - 08 Eylül 2014 at 20:10
Merhaba, eğer iyi bir şekilde sakladıysanız büyük ihtimal ile bozulmamıştır. Bozulup bozulmadığını anlamak için kefirinizi tekrar mayalayarak anlayabilirsiniz.

Cevapla
Ayse Erbay - 16 Temmuz 2014 at 22:11
keçi sütünden yapılanı çok güzel oluyor. günlük sütlerden kaliteli kefir üretebilirsiniz. özellikle çocuklarınıza içirmenizi tavsiye edrim bazı kanser türlerine karşı bağışıklık sistemini güçlendirdiği de tespit edilmiştir.

metal kaşık metal süzgeç kullanmayın mayalama kabınız cam veya gıdaya uygun plastik.olsun.

haram değil merak etmeyin sadece süt mamülü istediğiniz kadar içebilirsiniz.

Cevapla
Burcu - 26 Temmuz 2013 at 13:43
ben bu kefir işini yapamadım bir türlü. küçük bir kavanozda 10 liraya tohumları aldım. ama benimkiler etine dolgun değiller. ilkini çiftlikten gelen bir sütle mayaladım. sütü biraz ısıtarak yaptım. o olmuştu galiba. ama sonrakiler ne hazır sütle ne de çiftlik sütüyle yaptığım olmadı çok ekşi ve kesik kesik oldu. bayağı bir süt boşa gitti. artık pes ettim. acaba maya işlevini yapmıyorsa bunu nasıl anlarız? sütü ısıtmak gerekiyor mu? benimkilerin ağzını sıkıca kapatmıştım hava almamıştı ondan olmamış olabilir mi?

Cevapla
Kefirci - 26 Temmuz 2013 at 13:47
Merhaba,

Kefir mayalanırken ağzının açık olmasında yarar vardır. Kavanoz kapağı yerine bir tülbent ile kavanozun ağzını kapatırsanız kefiriniz hava aldığı için daha iyi fermente olur.